İstanbul Eyüpsultan’da bir otopark inşaatı sırasında tarihi bir hamam kalıntısına rastlanmış ancak İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarihi eserin korunmasına gerek görmemişti. Alınan bu skandal ‘korumama kararı’nın üzerine CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a bir soru önergesi yönelterek İstanbul’un tarihi ve kültürel önemini ve tarihi dokunun korunmasının gereğini hatırlattı.

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki İslambey Mahallesi’nde bir otopark inşaatının temel kazma çalışmaları sırasında arkeolojik kalıntılara rastlanmış, kalıntıları değerlendiren uzmanlar ulaşılan yapının Bizans ve Osmanlı devrine ait antik hamam kalıntısı olduğunu tespit etmişti. Buluntuların İstanbul arkeolojisi ve ait olduğu dönemin sosyo kültürel ve ekonomik yapısına ilişki yeni bilgileri gün ışığına çıkaracak olması arkeoloji dünyası başta olmak üzere, kamuoyunda heyecan yaratmıştı.

Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Neden Adına Yakışır Bir Karar Alamadı?

Tarihi ve kültürel açıdan büyük öneme sahip bu yapıların ivedilikle koruma altına alınarak ülkemizin kültür tanıtımına ve turizmine katkı sağlaması için değerlendirileceği düşünülürken, İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu, ilgili eseri plan verici, yani küçük boyutta olduğu için yerinde korunmasına uygun bulmadı. Uzmanların ve arkeologların inşaatın durdurulması için yaptıkları tüm uyarılara rağmen otopark inşaatına tekrar başlandı.

Alınan bu karar ile Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun adına yakışır bir karar alamadığını belirten CHP’li Şeker, “İstanbul bin yılı aşkın bir süre, dört farklı imparatorluğa başkentlik yapmış, dünyanın sayılı şehirlerinden biri. Bizim bulunan her tarihi esere ve kültürel dokuya gözümüz gibi bakmamız gerekir. Ancak ne yazık ki adında ‘kültür varlıklarını koruma’ görevi geçen bir kurul, şaibeli bir karar olarak böylesi önemli bir yapıyı korumaya gerek görmedi” dedi.

Bu vahim hatanın kamuoyu tarafından duyulmasının ardından verilen tepkiler üzerine ve eserlerin %70’inin parçalanmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın makineleri durdurma kararı alarak “inşaata devam” kararı alan Kurul üyeleri hakkında soruşturma başlattığı iddia edildi. Bu iddiaları değerlendiren CHP’li Şeker, “Ne yazık ki buluntuların büyük bir kısmı tahribata uğramış durumda. İnşaatın bu denli ilerledikten sonra durdurulması ve açıldığı iddia edilen soruşturma ortaya çıkarılan bu kıymetli eserin büyük bölümünün tahrip edildiği gerçeğini değiştirmiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bundan sonra da böyle geri dönüşü olmayan şaibeli kararların alınmasının önüne geçecek tedbirleri uygulamaya sokmalı” diye konuştu.

CHP’li Şeker, Kurul üyeleri hakkında yalnızca idari soruşturma başlatılmasının yeterli olmadığı belirterek “Bu üyeler hakkında görevlerini kötüye kullanma ve korunması gerekli taşınmaz nitelikteki tarihi eserlerin yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya zarara uğramalarına kasten sebebiyet verdikleri gerekçesi ile suç duyurusunda bulunulması düşünülmekte midir?” sorusunu yöneltti.

Kurul’un Geçmiş Kararları da İncelenmeli

“İlgili üyelerin bugüne dek imza attıkları diğer başka şaibeli “korumaya gerek görmeme” kararı olup olmadığının tespit edilmesi ve varsa bu vahim kararların düzeltilebilmesi için bir inceleme yapılması düşünülmekte midir?” diye soran CHP’li Şeker, “Bu şaibeli kararın varlığı, geçmişte ilgili Kurul tarafından alınan diğer ‘korumama’ kararlarını da şaibeli hale getirmekte. Bir an evvel Kurul’un aldığı tüm kararlar detaylı bir şekilde incelenmeli ve varsa alınan diğer şaibeli kararlar da düzeltilmeli” dedi.

CHP’li Şeker, Bakan Ersoy’dan aşağıdaki sorulara da yanıt istedi:

  • İlgili buluntunun korunmasına gerek görmeyen Kurul üyeleri hakkında soruşturma açıldığı iddiaları doğru mudur?
  • İlgili buluntu arazisinde yer alan otopark inşaatı iddia edildiği üzere, buluntuların %70’i tahrip edildikten sonra mı durduruldu?
  • İstanbul gibi iki kıtaya yayılmış ve birçok uygarlığa, kültüre ev sahipliğe yapmış bir şehirde bulunan tarihi eserlerin gereği gibi korunabilmesi ve kültürel dokumuza kazandırılabilmesi için konunun uzmanı kişilerin karar alma mercilerinde yer almasının sağlanması düşünülmekte midir?

Yorum yap