12/04/2020 tarihli Genel Kurul konuşması

Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı: 3
Birleşim: 83
Tarih: 12/04/2020

CHP GRUBU ADINA ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hatırlarsanız şubat ayında bir çığ felaketi olmuştu. Çığ altında kalan 2 cenazeyi çıkarmak için maalesef 30’un üzerinde vatandaşımızı ikinci çığda kaybettik, 41 vatandaşımızı kaybettik. Burada bu felaket neden yaşandı biliyor musunuz? İşin ehli, işin uzmanı değil, alelacele oradakileri çıkaracağız diye demir paletli iş makineleri, dozerler oraya girdiği için orada ikinci çığ oldu.

Biz de cuma günü coronavirüs felaketinde ikinci çığı yaşadık. Yani “Bir an önce sokağa çıkma yasağı ilan edeceğiz.” diye kurallarının belli olmadığı, birlikte açıklanmadığı bu sokağa çıkma yasağının sonrasında insanlar güven duymadıkları için apar topar koştular marketlere, bakkallara; pazarlar oluştu ve orada maalesef can pazarı oluştu. Bilim adamları, Bilim Kurulu üyeleri ne diyor? “O gün sokağa çıkanlar kendini karantinaya alsın.” diyor. Karantinaya mı aldılar? Hayır, aldıkları malzemeleri evlerine götürdüler, sokaktan bulaştırdıkları o coronavirüsleri evlerine taşıdılar. Şimdi, böylesine bilimden uzak yapılan işler maalesef hep büyük bedeller olarak bizim karşımıza çıkıyor. Bir on gün sonra korkarım bunun bedeli ağır olacak. Onun için diyoruz ki: “Bilim Kurulu var, Bilim Kurulunun kararlarını tartışmadan uygulamaya koyun.” Almanya bunu böyle yapıyor ve yüzde 1,4 ölüm oranı, dünyada en düşük ölüm oranı. Yani bu uygulamaları, bilimsel uygulamaları yapmaktan niye böyle uzak duruyoruz? 9’unda genelge hazırlanıyor ve 30 büyükşehir belediyesinin ve Zonguldak Belediyesinin Başkanlarına dahi bilgi verilmiyor, Fırıncılar Odasına bilgi veriliyor.

Geldiğimiz noktada durum ne? Geldiğimiz noktada 110 binin üzerinde can kaybı var dünyada ve 1 milyon 800 bin hasta var. Bunlar kim? Bunlar PCR testi pozitif olanlar. İki grup var bu hastalıkta: PCR testi pozitif olmadığı hâlde -klinik bulgular dediğimiz- akciğerine virüs enfeksiyonu yerleşmiş ve bu da netleşmiş olan hastalar var, yüzde 60’ı bu vakalar sadece hastanede yatanların; yüzde 40’ı da bu şekilde, bulaşıcı hastalık denilip vefat eden ve coronavirüs gibi defin işlemleri yapılan insanlar. Yani biz şu anda aslında 50 bin değil, 90 binin üzerinde vakaya sahibi; bunlar hastaneye başvuranlar, bunun 5 katı, farkında olmadan sokakta dolaşan, bu hastalığı geçirenler var, bunlar genç. O gün cuma günü o sokağa çıkanlar bir bir hastalık taşıyorlar, maalesef herkese de bulaştırıyorlar bu hastalığı. Biz, şu anda, dünyada dokuzuncu sıraya yükseldik ve vaka artış oranlarında da dünyada Amerika’dan sonra en çok artış oranına sahip olan ülke durumundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

ALİ ŞEKER (Devamla) – Yani bize dayatılan ne biliyor musunuz? Sınıf bağışıklığı. Yoksul, evinde ekmeği olmayan, günübirlik yaşayan insanlar sosyal yardım yapılmadığı için, aşevleri kapatıldığı için kendine güveniyor, devletine güvenemiyor; onun için sokağa çıkıyor ve bu da yoksul halkın maalesef bu hastalığın pençesine düşmesine yol açıyor. Size gelmiyor mu bu tür ölümler nedeniyle her gün birçok telefon? “Cenazemizi ne yapacağız? Hastamız var, yoğun bakımda yer bulmada sıkıntı yaşıyoruz.” diye aramıyorlar mı sizi? “Yatak konusunda sıkıntı var.” diye aramıyorlar mı sizi? Yani bu işi ciddiye almak gerekiyor ve bu işi bir an önce bilimsel yöntemlerle çözmek gerekiyor. Siyaset yapmak değil, bilime kulak vermek gerekiyor. “Siyaset yapılacak zaman değil.” diyorsunuz ama siyaset yapmaya devam ediyorsunuz. Belediye başkanlarından bile sokağa çıkma yasağını kıskanıyorsunuz, onu bile söylemekten âcizsiniz. Artık diyoruz ki: Siyaset yapmayın, insanlar hayatlarını kaybediyor, insanlar hastalanıyor. Lütfen gereğini yapın. (CHP sıralarından alkışlar)

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/genel_kurul.cl_getir?pEid=87553