07/11/2018 tarihli Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi, biliyorsunuz, Sağlık Hizmetlerinin Sosyalizasyonu Yasası vardı. Rahmetli Nusret Fişek’i saygıyla anıyorum.

Türkiye’de sağlık ocağı sistemiyle Türkiye’nin dört bir yanına sağlık hizmeti verildi. Bu sağlık hizmeti ücretsiz, herkesin ulaşabildiği ve ekip hizmeti şeklinde ebesiyle, hemşiresiyle, sağlık memuruyla, çevre sağlığı teknisyeniyle Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz sağlık hizmeti verdi ve koruyucu sağlık hizmeti verdi. Aşılamalarla Türkiye’nin çocuklarının kızamıktan ölmesinin önüne geçti bu sistem.

Bunun sonrasında ne oldu? Bunun sonrasında bu her birinin cipi olan, her bir ücra köye kadar giden sağlık hizmeti terk edildi. 1980’den sonra neoliberal politikalar artık sağlık alanının tamamen ticari bir meta hâline dönüştürülmesiyle maalesef bu oturmuş olan sistem dağıtıldı. Dağıtıldıktan sonra yeni kurulan aile hekimliği merkeziyle -bugün de burada işveren hâline dönüştürüyoruz bu aile hekimlerini- aile hekimlerinin birbiriyle kavga ettiği, hasta paylaşamadığı ve bunun sonucunda da halkın sağlık takibinin zorlaştığı… Bazen bir bölgede hekim yok, ondan sonra onu kapatmak için Suriye’den hekimler getirildi.

Şimdi, burada işte binaların 4’üncü katında, 3’üncü katında sağlık hizmeti verilmeye başlandı. Bu aslında büyük bir eksiklikti. Sağlık ocağı sistemini bizim Türkiye’de yerleştirmemiz ve büyük şehirlerde de özellikle yine kamunun merkezlerinde bu işi yapmamız gerekiyordu. Maalesef bundan ödün verdik ve yavaş yavaş sağlık hizmetinden devlet çekilmeye başladı. Bugünlerde görüyoruz ki özellikle bu Suriye’den gelenlerle birlikte artık kızamık bir sorun hâline gelmeye başladı ve diğer salgın hastalıkları da belli bir oranda aşılama alta çekildiğinde onları da görmeye başlayacağız.

Bunların olmaması için bu aşı karşıtı hareketlerin mutlaka kontrol altına alınması lazım. Biz şarbon vakaları görmeye başladık. Ben bundan yaklaşık yirmi beş sene önce Erzincan’da şarbon vakası görmüştüm. Benden önce de bir yirmi beş sene önce görülmüştü. O sporlar tekrar harekete geçmişti.

Biz Türkiye’de hayvan ırkı üzerinde şarbon hastalığını nasıl yendik? Aşılamayla ve Türkiye’ye ithal hayvan, canlı hayvan girişini engelleyerek bunu başardık.

Şimdi aşıların bu kadar koruyucu olduğu bilindiği hâlde bu aşı karşıtı kampanyaların karşısında bilimsel bir yaklaşımla durmak gerekiyor. Kimsenin, aşılarını yaptırmayarak başkasının çocuğunu hastalandıracak bir nüfus oluşturmaya hakkı yok diye düşünüyorum.

72 yaş konusunu Bakanımız açıkladı, bununla ilgili bir talep vardı.

Bir de şöyle bir problem var: “Aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren vakıf üniversiteleri ile Sağlık Bakanlığı arasında bu maddenin birinci fıkrası kapsamında kurumsal sözleşme yapılabilir ve sekizinci fıkradaki usul ve esaslara göre üniversite hesabına ödeme yapılır.” Yarın bir gün herhangi bir vakıf üniversitesi “Ben aile hekimliği merkezleri açacağım.” diye toplu bir ihale verebilir mi? Bu konuda bir bilgi istiyorum Bakan Yardımcımızdan çünkü “Bu konuda biz eğitim vereceğiz.” diyerek, aile hekimliği eğitimi vereceği… Daha önceden halk sağlığı eğitimi verilirdi bize; biz giderdik işte, Çatalca’da, Silivri’de, işte oralarda staj görürdük internlik süresi içerisinde. Şimdi bunu bahane ederek onlarca, yüzlerce bu vakıf üniversiteleri böyle aile sağlığı merkezleri açıp sonra taşeron sağlık hizmeti mi verecekler aile hekimliğinde? Bunun mutlaka bir tedbirinin olması gerekir diye düşünüyorum.

Bu izinler konusunda da; devredilebilmeli ve bu personel izinleri konusunda da sıkıntı var biliyorsunuz “Ben senin personelini takviye etmem, ben senin hastana bakmam.” şeklinde. Eskiden bir sağlık ocağında bunlar çözülebiliyordu ama bunlarda problem yaşanıyor ve bunlar da halka sıkıntı veriyor.

Bir de aile hekimlerinin belirlenmesinde “Sağlık Bakanlığı doğrudan kişilerin aile hekimlerini atayabilir.” gibi bir şey var. Bunun mutlaka komşu sınırlar içerisinde olması gerekiyor yoksa aile hekimliğini bakanlık 30 kilometre öteye, 20 kilometreye atmamalı, bölgesel olarak bunu mutlaka düzenlemeli.

Teşekkür ediyorum.