04/07/2020 tarihli Adalet Komisyonu

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Başkan…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Maskeyi indir.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – İndirmeyeceğim, millete bulaştırmayalım.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ – E, biraz önce maske yoktu Ali Bey.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Hep maske var.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ – Maske var mıydı?

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Var, var. Sadece su içerken çıkarıyorum, orada da dikkat ediyoruz.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ – Tamam, tamam.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Çünkü coronavirüsün bu kadar yoğun olduğu, dünyada pik yaptığı bir dönemde bizim gündemimiz baroların bölünmesi, ülkenin bölünmesi, dirliğin, birliğin yok edilmesi.

Baro başkanları 2017 referandumunda dediler ki “Bu Anayasa değişikliğini yapmayın, bu ülkeye zararlıdır.” Geldiklerinde Dikmen Kapısı’nın yukarısında, orada TOMA’larla, polislerle içeri almadınız. Barolar olmadan, Anayasa profesörleri Meclise sokulmadan o Anayasa değişikliğini yaptınız ve şu anda halkın yüzde 80’i karşı o yaptığınız Anayasa değişikliğine.

Bugün de baroların 80 tanesi, hepsi birden bu yaptığınız düzenlemeye karşı. Siz helva yapıyorsunuz, şeker yok, un yok, yağ yok. Barolara kanun yapıyorsunuz, barolar yok. 80 baro protesto ediyor, başkente sokulmuyor, 80 baro kapının önünde, tarihî bir utanç yaşıyoruz. Meclis olarak, bu Meclisin bir mensubu olarak o kapının önüne konulan, oradan içeri alınmayan, duvarın dibinde duran baro başkanları bugünkü bu Mecliste yönetici olan herkesin utancıdır, bu utancı yaşattığınız için bu yönetimden de utanıyorum. Siz diyorsunuz ki “Biz bölelim, paralel baro kuralım.” Eski alışkanlığınız, ortağınızın işiydi paralelcilik ama siz o ortağınızı geçme niyetindesiniz.

Kamer Genç -rahmetli- uyardı sizi, “Bu yılan sizi de sokacak.” dedi, rahmetliyi dinlemediniz. Bu düzenleme sizi de yok edecek, size de zarar verecek çünkü geçmişte o FETÖ’nün yapıları belli sendikaları kurdular, hepsini açığa verdiler. Demek ki sizle de ilgili bir problemleri, bir projeleri var, ya üst aklın böyle bir projesi ya derin devletin böyle bir projesi var. “Bu hükûmetin çok yakın olan bütün yapıları kendini açığa çıkarsın, yarın onlarla bir hesaplaşma yapacağım.” diyor herhâlde ve siz de buna geliyorsunuz, siz de bunu, bu kadar uyarı yapmamıza rağmen hiç kale almıyorsunuz, çünkü diyorsunuz ki “Biz talimatla geldik.” İçinizde avukatlar var, barolara üyesiniz ve sizin barolarınız bas bas bağırıyor, baro başkanlarınız kapının önünden bağırıyor ama siz bize diyorsunuz ki “Biz emir eriyiz.” ve o feryatları duymamak işinize geliyor bugün için ama yarın sizin hanenize bu utanç olarak gelecek.

Tunceli Barosu 42 avukatla kurulu, Antalya Barosu 4.757 avukatla yani bu “temsilde adalet” diyorsunuz ya, yüzde 11.326, tam 113 kat daha adaletsiz bir temsiliyet sağlıyorsunuz. 42 kişi de 4 temsilciyle temsil ediliyor, 4.757 kişi de 4 temsilciyle temsil ediliyor. Bu, tamamen adaletsiz, akla mantığa, bilime aykırı.

Sayın Devlet Bahçeli matematiği çok sever, herhâlde matematiği unuttu. Son günlerde bu hesaplara hiç bakmıyor mu? Buradan nasıl çıkıyor, ne anlıyorlar, ne anlatıyorlar? Yüzde 1 bile değil binde 8 yani oradaki 113 kat bu bozukluk yüzde 1 bile değil temsiliyette, binde 8’e düşüyor. Yani bu kadar çarpık bir yapı bu kadar sakat bir mantık. Sizin Anayasa’ya aykırı olarak anayasal bir kuruluşu, kamu kuruluşu niteliğindeki meslek örgütünü bu kadar tahrip etmeye yönelik çabalarınız aslında bu ülkeye ihanet. Eğitimli meslek gruplarının tamamı, Türk Tabipleri Birliği, mimar mühendis odaları mali müşavir dernekleri, eğitimle görev yapılan hangi alan varsa “O alan bize biat etmiyor.” dediniz. “Bunlar bilimle, aydınlanmayla donanmış. Biz bunları nasıl yok ederiz?” dediniz. Belediyeler seçildi, siz kayyum atadınız. Şimdi barolara da, paralel barolara da kayyum atamak istiyorsunuz. Bu maddede de diyor ki: Kayyum atadık, birisini seçtirdik, ertesi gün istifa ettirdik. Yönetimden birisi gelsin o devam etsin, nasıl olsa kayyumdu, o da kayyum o da kayyum. Bu da bu maddenin başka bir sakatlığı. Onun için, biz uyarıyoruz, diyoruz ki: Siz bu teklifi geri çekin. Siz, yarın İstanbul’da bu mantıkla gittiğinizde İstanbul’un milletvekili sayısı 15 olacak. Şimdi, böyle bir düzenleme olabilir mi? Siz büyükşehirleri kaybediyorsunuz diye küçük şehirlere ya da küçük illere, nüfusu olmayan illere sırf il diye, yirmişer tane milletvekili dağıtalım mı diyeceksiniz? Ki yakında yapacağınız da budur; bu, bunun başlangıcıdır. Barolarla başlayan bu operasyon diğer meslek örgütlerine yönelik de devam edecek. Bilim adamlarıyla kavga eden, bilimle kavga eden, aydınlanmayla kavga eden herkes kaybetmiştir tarihte.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ – Sayın Şeker, teşekkür ediyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Bu ülke kaybetmesin, bu millet kaybetmesin diyorum, milletin birliğine, dirliğine daha fazla zarar vermeyin, bölmeyin, bölücülük yapmayın diyorum.