Siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar Cumartesi Anneleri’nin her cumartesi Taksim’deki Galatasaray Meydanı’nda düzenlediği oturumu yasaklamasına tepki gösterdi.

Geçtiğimiz cumartesi 700. oturumunu gerçekleştirmek isteyen Cumartesi Anneleri ve eyleme katılan yurttaşlara, polis plastik mermi ve gazlarla saldırmış, aralarında annelerin de olduğu onlarca kişi yaralanarak gözaltına alınmıştı. AKP Sözcüsü Çelik, dün MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Anneliğin siyaseti ve ideolojisi yoktur. Gelişmeler sonrası bu önlemleri almak zorunlu olmuştur. Bu annelere karşı bir tutum değildir, İçişleri Bakanı’mız bunu açıkça söyledi. Terör gruplarının bu alanı açıkça istismar etmesi ile ilgilidir. Bu siyasi istismar partisi provokatif olaylar sergileme çabasındadır. Provakatif olaylar olmasına müsaade edilmeyecektir. Anneler ve evlatları ile ilgili derdi olana kapımız açıktır. İstiklal Caddesi gibi yerlerde eylemlere asla müsaade edilmeyecek” ifadelerini kullandı.

Bu sözlere çığ gibi tepki geldi.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, AKP’nin 2011’de AB’yi, Kürt sorununu, Roman sorununu, barış sürecini istismar ettiği gibi, kayıp yakınlarına da çözüm vadederek istismarda bulunduğunu ifade ederken, “Süleyman Soylu ‘istismar ediyor bunlar’ diyerek aynaya bakarak konuşmuş, orada yaptığı konuşma aslında, aynaya bakarak AKP’nin yaptıklarını anlatmış. Bunu istismar eden direk kendisi AKP’nin” sözleriyle tepki gösterdi. “Cumartesi Anneleri adalet istiyor, kayıplarının bulunmasını, mezarlarının bulunmasını istiyor. Burada asıl bunu istemesi gerekenler devletin güvenirliğini temin etmek durumunda olan yöneticiler” diyen Şeker şunları söyledi: “O günden bugüne görev alan herkes bu işin sorumlusudur. Faili meçhuller ve gözaltında kayıplar devletin utancıdır ve bu utançtan arınmak için Cumartesi Anneleri bir fırsat sunuyor hükümete.”

AKP’nin Taksim’de eylem yasağını da değerlendiren Şeker, şöyle devam etti: “Taksim yasağının iki boyutu var; iktidarını kaybetmekten korkuyorlar. Çünkü çok büyük suçları var ve suçların hesabını vermemek adına iktidardan ne pahasına olursa olsun gitmek istemiyorlar. Herhangi bir hareketin genişleyebileceğinden çok endişe duyuyorlar. Çünkü orada talepte bulunanlar haklı bir taleple oradalar. Aslında hükümet orada yasaklama kararıyla ve bize yakın mesafeden mermi sıkılması, İçişleri Bakanlığı’nın bu tavrıdır olayı büyüten. Yeni bir kriz bahanesi üretmeye çalışıyorlar. Hem dikkat dağıtmak, gündem değiştirmek, krizin sebeplerini çarpıtmak gibi düşünceleri olabilir. Bir yandan “AB’ye gireceğiz, insan haklarıyla ilgili fasılları görüşelim” derken” böyle bir davranış, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor. Ama şimdiye kadar yaptıkları hiçbir şeyde tutarlı olmadılar.”

Yorum yap