Sel ve taşkınlarla mücadeleye yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin

Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere, ülkemizde özellikle ilkbahar mevsimi ile birlikte sel ve taşkınlarda artış yaşanmaktadır. 11 Ağustos 2021’de Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi‘nin Batı Karadeniz bölümünde etkili olan aşırı yağış sonucu meydana gelen sel, su baskını ve heyelanlar sonucunda KastamonuSinop ve Bartın illerini etkileyen sellerde toplam 82 kişi hayatını kaybetmiş, 228 kişi ise yaralanmıştır. Çok sayıda vatandaş için ise kayıp başvurusu yapılmıştır. Yaşanan felaketin ardından Kastamonu, Sinop ve Bartın afet bölgesi ilan edilmiş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Batı Karadeniz’deki sel felaketini Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli sel baskınlarından bir tanesi olarak ifade etmiştir. Bilim ve teknolojinin bu denli ilerlediği bir çağda, aklın ve bilimin öncülüğünde şehir ve planlama faaliyetlerine yön vermek gerekirken, neredeyse her ilkbaharda ve yaz döneminde sel ve taşkınların yaşanması, bu sel ve taşkınlarda can ve mal kaybı yaşanması önüne geçilebilecek felaketlerin bile bile yaşanması anlamına gelmektedir. Oysa sel ve taşkınların önüne geçmek için kamu kurumlarının, devletin üzerine düşen sorumluluk ve tedbirleri ciddiyet ve ivedilikle yerine getirmesi elzemdir. Bu tedbirlerden biri de dere yataklarında gerek duyulan kamulaştırma işlemlerinin hızla neticelendirilmesidir. Oysa vatandaşlarca tarafımıza iletilen kimi şikayetlere göre, dere yataklarında kamulaştırma işlemlerine ilişkin olarak bakanlıklar ve kurumlar arası yaşanan iletişimsizlik ve uzlaşıya kapalı tutum, ilgili kamulaştırma işlemlerinin sürüncemede kalmasına sebep olmaktadır. Örneğin, Ordu ili, Ünye ilçesi, Gölcüğez Yeni Mahalle’de bulunan Keş Deresi’nde yaşanan taşkınlar dere yatağında evi bulunan vatandaşların ciddi mağduriyetine sebep olmaktadır. Vatandaşların dilekçelerine DSİ tarafından verilen yanıtta “… mahalde yapılmış olan köprünün boyutlarının Keş Deresi’nin taşkın zamanlarındaki suyunun tahliye edilmesinde yetersiz kaldığı tarafımızdan tespit edilmiş olup vatandaşa ait dilekçede belirtilen hususlar Bölge Müdürlüğümüz Yatırım Programında yer alan ‘Ordu İli Dereleri Taşkın ve Rusubat Kontrolü Planlama Mühendislik Hizmetleri’ kapsamında değerlendirilecektir” denmiştir. Ancak aradan geçen 3 yıla yakın sürede, konuya ilişkin hiçbir adım atılmamış, gerekli kamulaştırma işlemlerinin Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaması gerekçe olarak gösterilmiştir. Ordu Büyükşehir Belediyesi ise ilgili kamulaştırma görevinin DSİ’de olduğu görüşüyle konuya yaklaşmaktadır. Devletin iki kurumu arasında yaşanan bu uyumsuzluk sonucunda vatandaşlar ciddi bir mağduriyet yaşamakta, olası bir sel ve taşkın durumunda can ve mal kaybı tehlikesi ile baş başa bırakılmaktadır. Bu çerçevede;

  1. Sel ve taşkınlarla mücadelede gerekli hallerde kamulaştırma görev ve yetkisi hangi kurum ya da kurumlara aittir?
  2. Keş Deresi özelinde, olası sel ve taşkınların önüne geçmek için ihtiyaç duyulan kamulaştırma işlemini yapma görev ve yetkisi hangi kurum ya da kurumlara aittir?
  3. Vatandaşların resmi başvurularına rağmen 3 yıla yakın bir süredir konunun sürüncemede bırakılması ve vatandaşların olası bir sel ve taşkın karşısında çaresiz konuma itilmesinin gerekçesi nedir? Olası bir sel ve taşkında yaşanacak can ve mal kayıplarının sorumlusu kim olacaktır?
  4. Ödenek yetersizliğinden dolayı gerekli kamulaştırma işlemleri yapılamadığından ıslahat işlemi durdurulan proje sayısı kaçtır?
  5. Keş Deresi özelinde, ihtiyaç duyulan kamulaştırma işleminin yapılması ve gerek duyulan ıslahat işlemlerinin bir an evvel yapılabilmesi için Bakanlığınız tarafından 2022 yılı bütçesinde herhangi bir ödenek ayrılmış mıdır?
  6. Ülke genelinde, kamulaştırma işlemleri sürüncemede bırakıldığı için ihtiyaç duyulan ıslahat işlemleri yapılamayan dere, akarsu vs sayısı kaçtır? Bu dere ve akarsuların olası sel ve taşkınlarda olumsuz etki edeceği vatandaş sayısı kaçtır?

https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-58576s.pdf