“Operasyon milli mesele ise neden AKP tek başına karar aldı?”

Taksim’de patlayan bomba, TSK’nın Suriye ve Irak’ın kuzeyinde Kürtlere düzenlediği askeri operasyonun gerekçesi oldu. Soylu’nun Taksim bombacısının kimliğine ilişkin çelişkili açıklamalarına dikkat çeken CHP Milletvekili Ali Şeker, “Sınır ötesi operasyon madem ki milli meseledir, neden iktidar tek başına karar aldı?” diye sordu.

İstanbul Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım’da patlayan bombanın ardından 20 Kasım’ın ilk saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçakları Irak ve Suriye’nin kuzeyini bombalamak üzere yola çıktı. Hemen ardından Milli Savunma Bakanı Akar’ın ‘Pençe Kılıç Hava Harekatı’ diye adlandırılan operasyona ilişkin açıklaması geldi: “Ülkemizin ve milletimizin güvenliğine kastedenlerden yaptıklarının hesabını bugüne kadar sorduk, sormaya devam edeceğiz.”

Taksim’de patlayarak 6 kişinin canına, 81 kişinin yaralanmasına mal olan bombanın vardığı yer, bir kez daha sınırın ötesinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler oldu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere Taksim’deki bombalı saldırının failinin nereden geldiğiyle ilgili yapılan resmi açıklamalar, Cerablus’tan Menbiç’e, oradan Afrin ve İdlib’e kadar uzandı. Hükümet sözcüleri, saldırı emrinin Kobani’den, planlama ve koordinasyonun Kamışlo’dan yapıldığını söyledi.

Saldırganın geldiği yer ile ilgili çizilen güzergah bu kadar çeşitli, emir veren, yardım edenlerin kimlikleri belirsizken Taksim’de patlayan bomba, Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere askeri operasyon düzenlemenin gerekçesi olarak gösterildi. Altılı Masa’dan ise ağırlıklı olarak hükümete destek açıklamaları geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından “TSK’nın teröre ve ve terör örgütlerine yönelik mücadelesini destekliyoruz” diyerek CHP’nin resmi görüşünü açıkladı.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise Taksim’de patlayan bombayı, siyasi iktidarın askeri operasyon kararını ve muhalefet partilerinin hükümete desteğini farklı yorumladı.

Taksim’de patlayan bomba ve Soylu’nun çelişkili açıklamaları 

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Taksim bombacısının kimliğiyle ilgili açıklamaları saldırganın ÖSO’yla bağlantılı olduğunu ortaya çıkarıyor aslında” diyen CHP Milletvekili Ali Şeker, Taksim’deki patlamanın IŞİD’in Ankara Gar ve Suruç katliamlarına benzerliğine dikkat çekti.

Taksim’deki patlamaya ilk andan itibaren de yayın yasağı konulduğunu hatırlatan Şeker, resmi açıklamalardaki çelişkilere ve cevaplanmayan sorulara işaret etti:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Amerika’yı işaret ederek “Onların taziyesini kabul etmiyoruz” dedi, ertesi gün Erdoğan Biden ile görüştü. Soylu terörist için “Kobani’den geldi, Afrin’den geldi” dedi, en son Münbiç’e bağladı. “4 ay önce geldi” dedi, 1 yıldır oturduğu adres ortaya çıktı. “Teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz” dedi. Bu eylemi planladığı söylenen kişinin 2020’de Türkiye’de araç kiralama şirketi kurduğu ortaya çıktı. Ortaya çıkan bilgiler sonucunda bir yetkili “IŞİD bağlantısını göz ardı etmiyoruz” dedi ya da demek zorunda kaldı bir gazeteciye. Buradaki bağlantılar IŞİD’i işaret ederken, iktidar cephesinden farklı taraflara yönlendirme çabası görüyoruz.

‘Madem ki milli mesele…’

İktidarın dönem dönem iç siyasette yaşadığı sıkıntıları aşmak veya ötelemek için bu tür operasyonlar yaptığını hatırlatan Şeker, son bir haftada yaşananların da tam olarak böyle olduğunu söyledi:

Halbuki doğru olan; bu konularda gerçekten sınır güvenliğine dair bir sorun varsa ve sınır ötesi operasyon zorunluysa tüm partilerin bu konuda bilgilendirilip onların da desteğiyle –madem ki milli meseledir- karar verilmesidir.

Ama iktidar kendisi bir müdahale yaptıktan sonra -doğru da olsa yanlış da olsa- diğer partilerin kayıtsız şartsız desteğini talep ediyor. Kendi belirlediği alan dışında yaklaşım sergileyeni, eleştireni “vatan haini” olarak suçluyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir.

‘Kürt sorunu iç siyasette defalarca kez kullanıldı’

Kürt meselesinin aslında çözülmek istenmediğini, ihtiyaç duyulduğunda iç siyasette dolaşıma sokularak kullanışlı bir enstrüman haline getirildiğine işaret eden Şeker, yıllar ve iktidarlar boyunca yapılan yüzlerce operasyonun nasıl kullanıldığını şöyle aktardı:

“ Bu meselenin aslında çözülmek istenmediğini, iç siyasette kullanılmak istenildiğini maalesef görüyoruz. Vatanımıza, topraklarımıza, sınırlarımıza yönelik hiçbir saldırı elbette ve kesin olarak kabul edilemez. Ancak Türkiye’ye bir saldırı olmadıkça başka ülkelere operasyonlara yönelmemizin de ülkemize bir faydası yoktur. Bugüne kadar yüzlerce, binlerce operasyon yapıldı. Bu operasyonların sonunda “Terör bitirdik, terörün belini kırdık, kökünü kazıdık” açıklamalarıyla iktidarlar tarafından dönemsel olarak iç siyasette defalarca kez kullanıldığını da gördük.

Ali Şeker, son olarak “Artık retorik haline gelen bir talep var: Denenmeyen tek şey kaldı, o da barış” dedi.

Kaynak: Gazete Karınca