Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun sebeplerine ilişkin araştırma önergesi

Marmara Denizi’ni istila eden müsilaj sorununun sebeplerinin araştırılarak çözüm yollarının tespit edilebilmesi ve müsilajla mücadelede gereken adımların ivedilikle ortaya konabilmesi amacıyla Anayasanın 98. Maddesi ile TBMM İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederim.

GEREKÇE

Özellikle son haftalarda Marmara Denizi “deniz salyası” olarak da bilinen müsilaj ile kaplanmış durumdadır. Müsilajın Akdeniz, Karadeniz ve Ege kıyılarında da görülmeye başlanması, ivedi tedbirler alınmazsa bu doğa felaketinin çok daha büyük boyutlara ulaşacağının bir işareti olarak kabul edilmektedir.

Kısaca tanımlamak gerekirse, müsilaj; hemen hemen tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir maddedir. Biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşur.

Müsilaj sorununu, iklim değişikliği ve deniz ekosistemlerinin aşırı avlanma, kirlilik yaratma gibi kötüye kullanımı sonucunda ortaya çıkan bir ekosistem çöküşü sorunu olarak tanımlanabilir. Yoğun yapısı dolayısı sebebiyle müsilaj, su ürünleri varlığımızda önemli bir yer tutan Marmara Denizi’nde su ürünleri avcılığını engellemekte ve fiziksel yapısı dolayısı ile de Marmara Denizi’nin zaten dramatik bir şekilde gerilemiş olan tür çeşitliliğine, ciddi ve onarılması çok zor, olumsuz etkiler bırakmaktadır. Müsilaj tür çeşitliliği sayısını azaltırken kimi türlerin de olağandan fazla çoğalmasına yol açarak tür dengesini olumsuz etkilemektedir.

Teknolojinin ilerlemesi, Marmara Denizi çevresi ve etki alanına plansız ve yeterli altyapı düşünülmeden endüstri merkezlerinin kurulması, yerleşim bölgelerinde nüfusun artması paralelinde, önlemlerin alınmayışına bağlı olarak, kirlenme hızı büyük oranda artmış ve bu kıymetli su kütlesi atık yüklerini kaldıramayacak hale gelmiştir. Atık sularının uzun yıllardır herhangi bir arıtma olmaksızın Marmara Denizi’ne boşaltılması deniz ekosisteminde derin bir tahribata yol açmıştır. Bilim insanlarınca Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorunu “Marmara Denizi’nin ölümü” ve bu ölümle bağlantılı olarak “cesedin çürümesi” olarak betimlenmektedir.

Musilajın sebep ve sonuçları değerlendirildiğinde bu betimlemenin yersiz ve abartılı olmadığı görülecektir. Yıllar yılı konunun uzmanları ve bilim insanlarınca, bölge sakinlerince, çevre gönüllülerince yapılan uyarılar hiçe sayılmıştır. Ancak iktidarın bilime, sağduyuya, vatandaşların taleplerine kulak vermemekteki ısrarı ne yazık ki bugün de “Kanal İstanbul’u her ne pahasına olursa olsun yapma” inadı olarak devam etmektedir. Ancak Kanal İstanbul’un yapımındaki ısrar Marmara Bölgesi’nin bir nevi ölüm fermanı anlamına gelmektedir.

Müsilaj çok çeşitli olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Yukarıda değinilen tür dengesinin bozulması yanında olası bulaşıcı hastalıklar da beklenen tehlikeler arasındadır. Dünyanın en genç, en bereketli, en kıymetli deniz ekosistemlerinden biri olan Marmara Denizi’nin geri dönüşü olmayacak şekilde bitişi tehlikesi taşıyan müsilaj sorunu bir an evvel çözüme kavuşturulmalıdır. Marmara Denizi başta olmak üzere, tüm deniz ve göl çevrelerinde kurulu olan atık su arıtma tesislerinin (evsel-sanayi-endüstri) bir an önce denetlenip, gerekli olan kimyasal ve biyolojik artıma tesislerinin kurulup aktif olarak çalıştırılması sağlanmalı, derin deşarj uygulamalarından süratle vazgeçilerek kimyasal ve biyolojik artıma yöntemlerine geçilmelidir. Deşarj değerleri yasal sınırlar içerisinde olmayan tesislere gerekli yaptırımların yapılması ve bir an önce harekete geçilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve belediyeler olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşları ivedi tedbir almalıdır. Marmara Denizi başta olmak üzere denizlerimizin yalnız bugün değil, gelecek yüzyıllarda da biyolojik çeşitliliğini koruyabilmesi için Meclis de üzerine düşeni yapmalı; konunun uzmanlarının, bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin görüş ve önerilerine başvurulabileceği ivedi bir araştırma komisyonu kurulacak kısa, orta ve uzun vadede atılacak adımlar tespit edilmelidir.

https://www2.tbmm.gov.tr/d27/10/10-823082gen.pdf