CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, AKP iktidarının en büyük korkusunun Gezi’deki gibi geniş, kitlesel ve demokratik bir halk hareketi olduğunu vurguladı.

Birleşik Haziran Hareketi tarafından Uşak’ta gerçekleştirilen panelden önceki gece ÖDP Uşak İl Örgütü’ne silahlı saldırı düzenlenmesi ve son dönemde yaşanan çatışmaları panel katılımcıları Alper Taş ve Ali Şeker BirGün’e değerlendirdi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ve CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, AKP’nin en büyük korkusunun Gezi Direnişi gibi geniş, kitlesel ve demokratik bir hareketi olduğunu dile getirdi.

 

‘PKK ve Saray savaşı karşılıklı hızlandırıyor’

CHP İstanbul Milletvekili ve Birleşik Haziran Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ali Şeker de kanlı sürecin 7 Haziran’a dayandığını söyledi. Şeker şöyle konuştu: “7 Haziran sonrası 400 vekil alamadıkları için ülkeye bir kaos süreci yaşatılıyor. Birinci hedef tek başına iktidardı. İkinci olan partiye hükümet kurma görevi vermeyerek bunu başardılar. Suruç’la başlayan katliamlar dizisi, terörün siyasal propaganda aracı olarak kullanılmasına izin verilen bir süreç başlattı. 10 Ekim’den önce bir araya gelen değişik gruplara bir katliam yaşatıldı. 7 Haziran’dan bugüne AKP’lilerin ağzından barış ya da çözümün hecesi bile çıkmadı. Şimdi de 15 Temmuz’u bahane edip gerçek bir darbe yaşatıyorlar ülkeye. Sosyal medyadaki troll hesaplarından da ülkeye daha çok katliam yaşatacaklarını söylüyorlar. Yapmak istedikleri, toplumu kimlikler ve mezhepler üzerinden ayrıştırıp çatıştırmak ve insanların bu korku ortamında kendilerine onay vermesini sağlamak. Uşak’ta ÖDP binasına saldırı, ülkenin farklı yerlerinde sivil siyaset kurumlarına dönük yakma yıkma türü saldırılar bu korku ortamını derinleştirme siyasetinin uzantılarıdır. Bunun karşısında sivil siyasetin önü acilen açılmalı, şiddet durmalıdır. PKK ve Saray her ikisi de savaşı karşılıklı olarak hızlandırıyor. Tekrar şiddet sarmalına girdiğimizi görüyoruz. Kesinlikle PKK-TAK silahı bırakmalı, Saray da kışkırtıcı-ayrıştırıcı dilini terk etmeli.”

Kaynak: BirGün İzmir