CHP Efkan Ala hakkında “istifa etmeniz için kaç katliam daha olması gerekir” diyerek gensoru önergesi verdi. CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali ŞEKER Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında partisinin vermiş olduğu gensoru önergesine üzerine konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “400 Vekil verin bu iş huzur içinde çözülsün” sözlerinin bu gensoruya sebep olan olaylar zincirinin başlangıcı olduğunu belirten Şeker, Efkan Ala’yı bu kaos planını uygulamasını seyretmekle suçladı ve “Başkanlık için 400 vekil alamadınız ama; kaos planınızla 450’nin üstünde şehit verdik, çok daha fazla sayıda sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Binlerce anne, baba, çocuk, kardeş, abla acılara gömüldü. Havuz bataklık medyanız aracılığıyla barış diyen herkesi hain ilan ettiniz. Türkiye IŞİD yapılanmasının sorumluları Ebu Hanzala ve arkadaşlarını serbest bıraktınız. Ama ‘bu suça ortak olmayacağız’ diyen akademisyenleri sarayın fermanıyla hapse attınız” diyerek yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti.
SİZİN BAKANLIĞINIZ TÜRKİYE TARİHİNDE ACIYLA HATIRLANACAK
“Sizin bakanlığınız Türkiye tarihinde acıyla hatırlanacak yıllar olarak yazılacak” diyen İstanbul Milletvekili Şeker, konuşmasına “Bakanlık döneminiz dünyanın en kanlı terör örgütü olan IŞİD’in Türkiye’de cirit attığı, yerleştiği yıllar olarak anılacak. Bir de, yaşanan onca acıyla ilgili sanki sorumluluk sizde değilmiş gibi attığınız terör olaylarını kınama tweetleriyle hatırlanacak” sözleriyle devam etti.
Ali Şeker, “Ankara katliamındaki ihmalleri müfettiş raporlarına dayanarak haber yapan BirGün, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerine halka sadece ama sadece gerçekleri ulaştırdıkları için soruşturma açtırıyorsunuz” diyerek basına yapılan baskıya da tepki gösterdi.
İSTİHBARAT ZAAFİYETLERİ KATLİAMLARIN ÖNÜNÜ AÇTI
İstihbarat kurumlarında, yaşanan saldırılardan önce saldırılara dönük birçok istihbarat bilgisi ulaştığını ancak bu bilgilerin dikkate alınmadığı söyleyen Şeker, bu durumun katliamların önünü açtığını belirterek yaşanan istihbarat zaafiyetini şöyle anlattı.
“10 Ekim Ankara katliamından tam 25 gün önce, 14 Eylül 2015 tarihinde 81 il Emniyet müdürlüğüne bir istihbarat bilgisi geliyor. Bu istihbaratta ‘İŞİD Türkiye’de uçak – gemi kaçırma ya da miting- kalabalık bir yerde çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde dünya çapında ses getirecek kompleks bir eylem yapacak. Bunun için Suriye’de  Deyr Er Zor bölgesinde militanları özel eğitime tabi tutuyor’ deniliyor.
IŞİD militanları göz göre göre, bağıra bağıra Türkiye’nin kalbinde 10 Ekim 2015’de cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısını gerçekleştirdi. Devletin, bu katliamı planlayanları 2013’den beri takip ettiği dinleme kayıtlarıyla sabit. Katiller aileleriyle vedalaştılar, helalleştiler. Patlamaya hazır canlı bomba yelekleri üzerinde Antep’ten yola çıktılar. Sabah 08.30’da Ankara’ya girdiler.  Her ne hikmetse her gece yapılan olağan yol kontrol uygulamalarına o gece 24.00’den sabah 9’a kadar ara verilmişti.
10.04’de canlı bombalar Yunus Emre Alagöz ve Suriye uyruklu Ebu Usame binlerce barış gönüllüsünün ortasında kendisini patlattı. Ne yazık ki 102 yurttaşımız bu terör saldırısında hayatını kaybetti. Terörle Mücadele Daire Başkanlığının, patlamadan önce 09.38’de İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan aldığı ‘Gizli’ yazılı notta canlı bombaların isimleri bile belliydi. Siz kokteyl dediniz.
Halbuki, biz, bu bilgilerin büyük bir çoğunu Adıyaman’a yaptığımız incelemede kendi olanaklarımızla tespit etmiş; yazdığımız raporlar ve basın toplantılarımızla kamuoyuna açıklamıştık. Siz hiçbirini dikkate almadınız. Patlamaların olmasını seyrettiniz.”
MÜFETTİŞ RAPORLARI: “SORUMLULAR SORUŞTURULSUN”
Patlamalardan sonra Bakanlığın olayı incelemek üzere müfettiş görevlendirdiğini, müfettişlerin yaptıkları incelemelerle birçok ihmali tespit ettiğini anlatan Ali Şeker, Müfettişin raporunu “Yasal bir toplantı gösteri yürüyüşünün güvenliğinin sağlanması il emniyet müdürünün görevidir. Bahse konu emniyet tedbirlerinin planlanmasında ve alınmasında bir ihmal olup olmadığının adli makamlar tarafından soruşturulmasında kamu yararı vardır.” diyerek bitirdiğini ancak valiliğin bu soruşturma izni vermediğini belirtti. Bu konuyu müfettiş raporuna dayanarak haber yapan BirGün, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerine soruşturma açıldığını ancak olayın sorumluluları hakkında soruşturma açılmadığını, Cumhuriyet savcılığının da bu duruma itiraz etmediğini söyleyen Şeker “bu kararınızla alınan istihbaratı dikkate almayan ve böylece kayıpların sorumlusu olan görevlileri dokunulmaz kıldınız” diyerek sözlerini sürdürdü.
“KİLİS’TE 5 YURTTAŞIMIZI ÖLDÜREN FÜZELER FIRLATILDI MI, DÜŞTÜ MÜ?”
CHP Milletvekili Ali Şeker konuşmasında Kilis’e Suriye’den atılan füzeleri sordu. IŞİD’in, yıllardır Ortadoğu ve özellikle de Suriye’yi kan gölüne çeviren; kendisi gibi düşünmeyen Türk, Türkmen, Arap, Kürt, Ezidi, Hristiyan, kim varsa katli vacip olarak gören selefi bir terör örgütü olduğunu söyleyen Şeker, bakan Efkan Ala’ya “Geçenlerde Gaziantep’te 2 gazeteci İŞİD tarafından öldürüldü. Daha yeni, IŞİD denetimindeki Bap bölgesinden Kilis’e fırlatılan roketatar mermisi 4’ü çocuk 5 kişinin ölümüne yol açtı. Bugün şu saatlerde düşen bir mermiyle bir ev yanıyor Kilis’te. Belediye başkanı açıklama yapıyor: ‘Çok şükür bugün can kaybı yok.’ Sayın bakan bu mermiler Kilis’e düştü mü? Fırlatıldı mı?” diye sordu.
TERÖRÜ ARAŞTIRALIM DEDİK ONU BİLE REDDETTİNİZ
Son zamanlarda giderek artan terör olaylarını anlatan Şeker, 7 Haziran seçimleri sonrasında CHP olarak terörün araştırılması için Araştırma Komisyonu kurulması önerisi verildiğini bununda AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini anlatan Ali Şeker, “Eğer araştırma önergemize destek verseydiniz, Suruç sonrası katliamlar yaşanmayabilirdi” dedi.
“İSTİFA” ETMENİZİ BEKLEMİYORUZ
2013’den bu yana Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, Ankara Gar, Ankara Devlet Mahallesi Merasim Sokak, Ankara Güvenpark-Kızılay, İstanbul Sultanahmet ve şimdilik son olarak Taksim İstiklal Caddesinde canlı bomba eylemlerinde yaşanan güvenlik ve zaafiyetlerinin siyasi sorumlusu olarak İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerektiğini söyleyen Ali Şeker, gensoru konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“İstifa kültürünün, ancak ve ancak siyasi onur ve erdem sahibi yöneticiler olursa yerleşebileceğini biliyoruz. İstifa etmeyeceğinizi gördük. Hazırladığımız gensoruyla, sessiz kalıp bu suçlara ortak olmaması için Meclisimizi göreve davet ediyoruz.
Gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemezsiniz. Halkın gözlerini havuz medyasıyla bağlayamazsınız. O canlar size emanetti.  Tıpkı bu ülkede yaşayan 80 milyon insanın can güvenliğinin emanet edildiği gibi. Size emanet edilen canlara sahip çıkmadınız. Görülüyor ki sahip çıkmamak bir yana katillere göz yumdunuz, görevinizi yapmayarak  onlara destek verdiniz. Biz geride kalanlar o insanların katlinin hesabını soracağız. Er ya da geç hukuk devleti önünde hesap vereceksiniz.”