18/08/2016 tarihli Genel Kurul konuşması

Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı: 1
Birleşim: 127
Tarih: 18/08/2016

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

411 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 50’nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce Elâzığ, Van ve Bitlis’te yaşanan terör saldırıları sonucunda hayatını kaybeden güvenlik görevlilerimize ve sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Nereden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur. Terörü lanetliyor, yeni kaos planlarına daha fazla canlar vermeyelim diyorum. Meclisin bu konuda görevden daha fazla kaçmamasını özellikle istirham ediyorum.

Değerli milletvekilleri, verdiğiniz teklifle, keyfî olarak ilan ettiğiniz riskli alanların dönüştürülmesiyle ilgili tüm tasarrufları Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devretmek istiyorsunuz ve teklifinizde Bakanlığı bu alanlardaki her türlü imar yetkisini oralarda yaşayan hak sahiplerine hiçbir şey sormadan resen yapılabileceğini ve bir yetkiyle bunun tümünün Bakanlığa verilmesini öneriyorsunuz. Milletimizi yani ağzınızdan düşürmediğiniz millî iradeyi yok sayıyorsunuz. Bu teklif doğa ve kent talanının önünü açacak bir yasa teklifidir ve derhâl geri çekilmelidir.

Değerli arkadaşlarım, İstanbul’da önce Gaziosmanpaşa, daha sonra Okmeydanı, Diyarbakır Sur ve Cizre’yi riskli alan ilan ettiniz. Bu tasarınızla Okmeydanı’nda riskli alan ilan edilen bölgede tüm imar yetkisini Ankara’daki Bakanlığa veriyorsunuz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı orada yaşayanlara, hak sahiplerine, yerel belediyeye bir şey sorma gereği duymadan yeni bir imar planı hazırlayacak, bu imar planı on beş gün askıda kalacak. Yapılacak olası itirazları Bakanlık beş gün içerisinde değerlendirecek ve itiraz edilse dahi, Bakanlık bu itirazları reddettiğinde dahi plan kesinleşecek. Neden sel felaketlerinin ve can kayıplarının yaşandığı Ayamama Deresi gibi yerleri riskli alan olarak teklif etmeyi düşünmüyorsunuz da üstelik çevresine çok sayıda gökdelen ve Fatih Koleji gibi devasa binalar yaptırıyorsunuz?

Bir cümle var teklifte, aynen okuyorum: “Bu alanlarda yapılacak uygulamalarda tüm tapu ve kadastro işlemleri ile yıkım ve yapıma ilişkin her türlü izin ve ruhsat gibi iş ve işlemler ilgililerin -yani mülkiyet sahiplerinin- muvafakati aranmaksızın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yapılır.” Peki, nerede kaldı tapu güvencesi ve mülkiyet hakkı? Devlet yurttaşının tapu güvenliğini sağlamak ve saygı duymak zorunda değil mi? 15 Temmuz darbesinden önce Ankara’yı parsel parsel cemaate vermek, büyük kentlerdeki kupon arazilerin takibi gibi ifadeleri daha önceden biliyorduk ama siz bu teklifle Türkiye’nin herhangi bir yerinde herhangi bir yurttaşın malına da göz dikmiş oluyorsunuz. Terörden dolayı ülkede kimsenin can güvenliği yok. Geçirmeye çalıştığınız bu yasalarla da artık kimsenin mal güvenliği ve tapu güvenliği de kalmamış oluyor.

Yerelin güçlendirilmesinden, belediyelerin yetkilerinin artırılmasından bahseden sizler bu teklifle bırakın orada yaşayan hak sahiplerini, seçilmiş ilçe ve il belediyelerini ve belediye meclislerini devre dışı bırakıyorsunuz. 2009 yılında belde belediyelerini kapatmıştınız. Belde belediyeleri kendi bölgelerine sahip çıkıyordu, o bölgeler diğer şehrin parçaları içerisinde sahipsiz kaldı. Bu teklifle ilçeleri ve hatta il belediyelerini ve meclislerini de devre dışı bırakıyorsunuz, Bakanlığı sadece güçlendiriyorsunuz. Buradan iyi bir şey çıkmaz sayın milletvekilleri.

Biliyorsunuz, TOKİ projeleri yapı denetiminden muaf. Bu teklifle riskli alanların dönüştürülmesini de her türlü denetimden muaf tutmak istiyorsunuz. Peki, meslek kuruluşlarının ve hak sahiplerinin denetiminden muaf tutulan böyle bir işten olumlu bir sonuç çıkması mümkün mü? Ülkemizin yaşadığı 15 Temmuz darbe girişimi, iktidarınız döneminde devletin her türlü denetleme mekanizmalarının felç edilmesinin sonucu olarak bu ülkeye yaşatılmadı mı? Teklife Plan ve Bütçe Komisyonunda bir paragraf eklediniz son dakikada. Burası da çok vahim, bu paragrafta “Hak sahiplerinin ve seçilmiş belediyelerin her türlü katkı ve denetiminden muaf tutulan riskli alanların dönüştürülmesi sırasında yapılacak olan her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri kamu ihale hükümlerinden, kanun hükümlerinden istisnadır.” diyor. İktidarınız süresince 130’dan fazla değişiklik yaptığınız kanunu bile kendi ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir hâle getiremediniz. O Kamu İhale Kanunu’ndan bile muaf tutuyorsunuz bu yapacaklarınızı.

Değerli milletvekilleri, bu teklif zaten içinden çıkılmaz bir hâle gelmiş olan kentleri daha da yaşanmaz hâle getirmek üzere kurgulanmış. İçinde yaşayanlara sorulmadan, hak sahiplerinin hakları korunmadan tüm yetkinin Bakanlığa verilmesiyle -riskli olsun olmasın- hiçbir şehir düzenlenemez. Bu teklifi derhâl geri çekin.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/genel_kurul.cl_getir?pEid=51977