02/11/2022 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; 2023 bütçesinde yoksullukla mücadele ve sosyal yardımlaşma kapsamında 136,6 milyar ödenek öngörülüyor, bu da kişi başına 1.600 lira gibi bir rakama denk düşüyor. 2023 bütçesi iç ve dış borçlar ödenecek faizi ise 565,6 milyar olarak öngörülüyor yani vatandaşa 1.600 lira gibi bir para verilip sonra kişi başına 6.600 lira faiz ödetiliyor yani borç da değil bu, sadece faizi ve buradan da bir adalet bekliyoruz. Yoksulun gittikçe yoksul, zenginin daha zengin olduğu dönem AKP iktidarında bu yıl da devam edecek; bu rakamlar bize onu gösteriyor. 27 milyon insanın yardım almış olması, AKP iktidarının yoksulluğu yönetmeye devam edeceğinin ve yoksulluğu gidermeyeceğinin bir ispatı olarak yine karşımızda duruyor.

AKP iktidarı öyle bir noktaya geldi ki artık kuşaklar arası gelir transferi yapıyor, gelecek kuşakların gelirlerini bugünden harcamaya devam ediyor. Hâlbuki Türk aile yapısı çocuklarını her şeyin önünde tutup onun haklarını koruyan bir ahlaki yapıya sahipti ama biz ise bu dönemki iktidarda gelecek kuşakların bütçelerinde bugünden harcama hakkını kendimizde görebiliyoruz; bunu kabul etmek mümkün değil.

Bizim, bundan sonrasında aileyle ilgili olarak, AKP politikalarının aile yapısını tahribiyle ilgili olarak da önlem almamız gerekiyor çünkü AKP’nin ekonomi politikaları aileleri bir arada tutamıyor artık. Aileler boşanıyor ve gençler artık evlenemiyor çünkü bu ekonomi politikaları buna müsaade etmiyor. Derin bir yoksulluk bütün ülkeyi tutsak etmiş durumda ve biz kişi başına 1.600 lira vererek bu derin yoksulluğun üstesinden gelebileceğimizi iddia ediyoruz; bu mümkün değil. Çocuklar, anneler yatağa aç giriyor ve okullarda açlıktan bayılan çocuklar var ve bunlar maalesef artık çok daha fazla duymaya başladığımız konular.

Bir hekim olarak dile getirmek istiyorum, hamileler, emziren kadınlar, küçük çocuklar, okul çağı çocukları artık beslenemiyorlar ve bundan dolayı gelişim sorunları yaşıyorlar; hani “bodur çocuk” dediğimiz, olması gerektiği yaşta olması gerektiği boya ve kiloya ulaşamayan çocuklar ve Bu süreçte siz bunları görmezden geliyorsunuz, bunlara yönelik bir çözüm maalesef önermiyorsunuz. Aslında sosyal devletin çöktüğü bir döneme denk geldik, aile intiharları başladı yani artık bireysel değil aile intiharlarını da görür olduk. Üç yıl önce 6 Kasımda Cüneyt Yetişkin, Oya Yetişkin, Yaşar Yetişkin, Kamuran Yetişkin intihar ettiler; “siyanürle intihar olayı” dediğimiz vakayı, Türkiye bir aile intiharını yaşadı ve bunların sayıları da maalesef az değil. Buna yönelik sosyal devletin olduğunu vatandaşlara göstermemiz gerekiyor “Ben gidersem aileme kimse bakmaz.” diyen bir anlayış gelişti, bunun da önüne geçmemiz gerekiyor.

18 yaş altı evliliklerin sayısı yüzde 15 yani evlenmemesi gereken çocuklar evleniyor, evlenmesi gerekenler de ekonomik koşullardan dolayı evlenemiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ – Son yarım dakikanız.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Bizim buna yönelik de gençlerin ekonomik olarak desteklenmesini beklememiz lazım, onlara sadece “Çocuk yapın.” diyen bir iktidar değil onlara iş bulan bir iktidara ihtiyaç var. Çocuk işçiliği de artıyor, kadınların istihdamı azalıyor. 3 çocuğu varsa bir kişinin ve 18 yaşının altındaysa annenin çocukları, onlara ev yardımı yapılıyor hâlbuki çocuklar üzerinden değil direkt kendisine, kadına yardım etmek gerekiyor. Engelli vatandaşları da birey olarak görmüyorsunuz, hane gelirine bakarak maaş bağlamaya devam ediyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ – Sürenizi aşmış durumdasınız, son cümlenizi alayım lütfen.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Oysa hane geliri değil vatandaşın kendi gelirine bakmak gerekiyor. Sosyal devlet yerine sosyal aileye yüklememeniz gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)