Yandaş TRT’ye Hane Başı 41.66 Lira Katkı Payı Ödendi!

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam eden 2021 Bütçe Görüşmeleri’nde Enerji Bakanlığı bütçesine ilişkin söz alan CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker 2019 yılında hane başına TRT’ye ‘TRT katkı payı’ adı altında 41 lira 66 kuruş aktarıldığını belirtti.

Konuşmasına hak arayışı için seslerini duyurmaya çalışan maden emekçilerini hatırlatarak başlayan CHP’li Şeker “Ermenek ve Soma’da direnen madencilerin sorununun çözümü konusunda sözler verildi ama bu sözler tutulmadı. Bu sözlerin tutulması için bir çabanız olacak mı?” sorusunu yöneltti.

CHP’li Şeker, konutlarda, 1 kWh elektrik için, tüketicilerin Ocak – Haziran aylarını kapsayan 2020 yılı I. döneminde ödediği tutarın bir önceki döneme göre %7,2, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %32,3 artarak ortalama 71,2 kuruş olduğunu, 1 m3 doğal gaz için tüketicilerin 2020 yılı I. döneminde ödediği tutarın bir önceki döneme göre %2,4, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %34,7 artarak ortalama 182,6 kuruş olduğunu söyledi.

“Bu kadar yüksek artışlar karşısında artık elektrik, doğal gaz bir vergilendirme aracı hâline geldi. Bu şekilde, insanların bütçelerinde ödeyemeyecekleri çok ağır yük haline geldi. Geçmişte bir aile bütçesi içerisinde hiç kimse elektrik parasını göz önüne almazdı ama bugün başlı başına bir vergi” diyen CHP’li Şeker elektrik faturalarından alınan TRT katkı payını değerlendirdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2019 Kamu İşletmeleri Raporu’nda TRT’nin mali durumuna da yer verildiğini belirten CHP’li Şeker “TRT 2019 yılında 1 milyar TL enerji payı geliri elde etmiş. TUİK verilerine göre ülkemizde 24.001.940 hane var. Yani kaba bir hesapla 2019 yılında hane başına 41 lira 66 kuruş TRT’ye para aktarılmış ve bu TRT bir alt yazı dahi yazamıyor, böyle bir durumda; bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun dışında da 1,8 milyar TL bandrol ücreti almış durumda TRT ama bunların hiçbirinin hakkını vermiyor. TRT’ye verilen bu payın kesilip aileler üzerindeki bu yükün de kaldırılması gerekiyor.” diye konuştu.

50 Milyon Dolar İçin Kaz Dağları’nı Katletmeye Değer mi?

Enerji politikaları dışında maden alanında da çok ciddi tahribatlar yapıldığını belirten CHP’li Şeker, “Özellikle Kaz Dağları’nda 195 bin ağacın kesilmesi sonucu çok büyük bir tahribat yapıldı. Burada, Kaz Dağları’nda bütün yıllar boyunca devletin kasasına girecek para 50- 60 milyon dolar kadar. 50 milyon dolar için bu kadar ağacı katletmeye değer miydi? Bırakın 50 milyon doları, bu ağaçlar için hiçbir şekilde paha biçilemez!” dedi.

Erzincan İliç Çöpler Köyü’nde bulunan maden ocağına da değinen CHP’li Şeker, “Bu maden ocağında genişletmeye, yüzde 50 kapasite artırımına gidiliyor. Burada devletin kasasına girecek para 117 milyon dolar; 15 milyar dolarlık altın çıkacak ve bunun karşılığında devletin kasasına pay olarak 117 milyon dolar girecek. Yani, altın bulduğumuza biz mi sevinelim yoksa firmalar mı sevinsin? Biz doğal gaz bulduğumuza seviniyoruz ama altında bile bu kadar düşük bir pay devletin kasasına giriyorken doğal gazda acaba ne kadar bir pay devletin kasasında kalacak? Bulduğumuz altından bile bu kadar düşük pay alıyorken yandaşa ihale edilecek doğalgazdan vatandaşa, millete ne kalacak? Burada denetimler düzgün yapılıyor mu? Bu oranlar tespit edilirken gerekli özen gösteriliyor mu? Ayrıca buradaki siyanür havuzlarının yaratacağı tehlike Türkiye’nin sırtında bir yük olarak kalacak. Daha öncesinde birçok tehlike yaşanmıştı siyanür havuzlarıyla ilgili, biliyorsunuz, Kütahya’da da ciddi bir tehlike yaşamıştık. Küresel iklim değişiminin bu kadar değişken bir döneminde her an iklim felaketleri yaşanabilir. Bu konuda çok daha dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum. Erzincan İliç’teki bu madende devletin elde edileceği gelirden yüzde 40 indirim yapılmış durumda, 198 milyon’dan 117 milyona düşmüş durumda. Yani bu kadar büyük doğa tahribatlarının karşılığında devletin kasasına bu kadar az paranın girmesi ki hiçbir şekilde bu tahribatları kabul etmek mümkün değil ama bu kadar düşük meblağlar karşısında doğa tahribine son vermek gerek diye düşünüyorum.” dedi.

AKP’nin enerji politikalarını da eleştiren CHP’li Şeker, “Akkuyu Nükleer santralinde kwh başına verilen alım garantisi 12.35 USD cent iken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ihalesi yapılan 1000 MW’lık rüzgar santralinde 3.48 USD sent alım garantisi verildi. Günümüz teknolojileri ile yenilenebilir enerjilerin maliyeti günden güne düşerken AKP gelecek kuşakları da fahiş fiyatla elektrik kullanmaya mahkum ediyor. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları hem çevre dostu hem tüketici dostu kaynaklarken AKP’nin nükleer enerji gibi ciddi risk taşıyan, pahalı ve eski bir teknolojide ısrar etmesini anlamak mümkün değil. Ayrıca enerji üretiminde özel sektör payının yüzde 80’ler seviyesine gelmesi de bu şartlar altında çok da övünülecek bir şey değil. Enerji güvenliğinin ve vatandaşlarının ucuz, temiz ve güvenli enerjiye erişim hakkının tekel konumuna gelmiş 3-5 yandaş firmanın insafına bırakmak kabul edilebilir bir şey değil” diye konuştu.