CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Seyr-i Sabah programında üniversite hastaneleri gelirlerinin düşürülerek hastalara bakmalarının daha zor hale getirildiğini, bundan özel hastanelerin çıkar sağlayacağını dile getirdi.

Son günlerde kamuoyuna üniversite hastanelerinde doktorlara gönderilen “Ameliyatlar ölümcül değilse yapmayın, elimizde malzeme yok” açıklamaları yansıdı. CHP İstanbul Milletvekili ve doktor Ali Şeker, Seyr-i Sabah programında özellikle üniversite hastanelerinin döviz artışlarından sonra malzeme almakta zorlandığını, bu yüzden de ne hastalara bakabildiğini ne de ameliyat yapabildiğini dile getirdi. CHP’li Şeker, bu durumdan en çok karlı çıkanın ise özel hastaneler olduğunu dile getirdi:

‘HASTALARA İSTEDİĞİ GİBİ BAKAMAYAN DOKTORLAR ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’

“Sağlıkta dönüşüm politikalarının hayata geçirildiği günlerde tahlil ve tetkikler ödemelerin dışında tutuldu. Bu dönemlerde tetkiklerin artması gibi bunun ticaret unsuru haline geldiği dönemleri yaşadım. Çok milliyetçi olduğunu söyleyen başhekimler ne kadar çok tetkik yapılması gerektiğini söylerlerdi. Böylece döner sermaye ve hastane gelirinin artması gerektiğini söylediler. Bu paket içine alınınca hiç tetkik yapmamaya başladılar. Sağlıkta dönüşüm hastanelerin karlılığına ve cirolarına geldiğinde böyle çelişkili talimatları yaşadı Türkiye.

Gazi Üniversitesi’nde gönderilmiş olan yazı nedir? Üniversite hastanelerinin parası yok. Uzun zamandır batırılıyor. Gerek öğretim üyeleriyle hükümetin kavgası. Yıl sonuna doğru geldik. Bir yandan ekonomik kriz bir yandan dövizde patlama… Bu tip yazıların yazılmasına mecbur kalındı. Bunu demek istemedik diyorlar. Ne demek istediler peki? Acil tehlikesi yoksa, ölüm tehlikesi yoksa birini ameliyat etmeyin diyorlar. Herkesin ölümcül hale gelmesini beklemek mi lazım ameliyat etmek için?

Hekim bir hastasını hayati tehlikeye maruz bırakmamak zorundadır. Safra kesesi ameliyatında acil durumda geldiyse ölüm riski on kat artıyor. Bu hastayı ölüm tehlikesiyle ameliyat etmek mi doğrudur hasta sağlamken mi? Firmalar malzeme alamıyor firmalar üniversitelere malzeme satamıyor. Üniversitelerin arazilerine TOKİ el koyuyor. Bu üniversiteleri bu durumlara düşürüp sonra ameliyat yapın derseniz işte bunlar olur. Şehir hastaneleri, şehir dışında yapıp adını şehir koyduğunuz hastaneler. Bunu Kanada ve İngiltere denedi ve olmadı. Siz o insanı 1.5 saatlik yola koyuyorsanız, bu hastaneleri 7 katına mal ediyorsanız, gelecek sene bütün sağlık bakanlığı bütçesini şehir hastanelerine kira ödemeye mecbur bırakacaksınız. Bütçeyi tamamen oralara verdiğiniz için mevcut hastanelerin çatısını onaramayacak, hatta üniversite hastanelerine iğne alamayacaksınız. Ödenekler uçaklara yandaşlara ve alım garantili barajlara gidince bütçenin bütün kaynakları buralara gitti ve böylece sağlığa kaynak kalmıyor. Emeklilere kaynak yok dendiği gibi sağlıkta bu sorunlar da yaşanacak.

Geçen hafta gündeme getirdik çocukların erken yaşta yapılması gereken biyonik kulak ameliyatları, döviz kuru yükseldiği için yapılamıyor. Bu ameliyatlar yapılamayınca hekim hastalara muhatap kalıyor. AKP döneminde 11 hekim öldürüldü. Bütün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu sayı 1 idi. Toplum bir yandan sağlığına erişemiyor diğer yandan bunun acısını doktoru hemşireyi öldürerek buluyor. Daha önce de kuyruktaydı hastalar deniyor. Ama o zamanlar kuyruktan insanlar işlerini halledebiliyordu. Burada mesele bir şeyleri kullanıp istismar etmek değil, çözmek. Kamu hastaneleri bilerek çökertildi. Üniversite hastaneleri stajyerlerin yemek parasını dahi veremeyecek hale getirildi. Böylece özel hastaneler palazlandırıldı. Geçmişte bir konfeksiyon hekimliği vardı. Herkesin enine boyuna göre yapılan sağlık hizmeti vardı. Bugün bant işçiliği var, kaliteye değil sayıya oynayan bir hekimlik bu. Hekimler biz konfeksiyondan fabrikasyona geçersek bu hastanın sağlığına neden olur diyorlar.”

Kaynak: Sputniknews

Yorum yap