ÖSYM tarafından sınav ücretlerine yönelik yapılan zamlara ilişkin

Ülkemizde son verilere göre, 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 4 milyon 668 bin kişidir. İşsizlik oranı %14.7 iken, bu oran gençlerde %26.7’ye çıkmaktadır. Üniversiteli işsiz sayısının 1 milyonu geçtiği ülkemizde, gençlerimizin iş bulma umudu günden güne tükenmektedir. Bu vahim tablo karşısında işsiz gençlerimiz bulabildikleri her iş imkanının peşinden umutla koşarken yeni açıklanan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ücretleri kamuoyunda tepki yaratmıştır. Geçtiğimiz yıla oranla %25 zam yapılan ücretler, bu zam sonucunda KPSS Genel Yetenek-Genel Kültür Oturumu/Eğitim Bilimleri Oturumlarının her biri için 60 TL’den 75 TL’ye, KPSS Alan Bilgisi Sınavlarının her bir oturumu için 40 TL’den 50 TL’ye ve Her Bir ÖABT Alanı İçin 60 TL’den 75 TL’ye çıkarılmıştır.

TUİK tarafından açıklanan verilerde yıllık enflasyon ise %19.50 olarak açıklanmıştır. Bu durumda iş bulma umuduyla KPSS’ye girecek olan gençlerimizin halihazırda yüksek olan enflasyon oranından daha yüksek bir zam oranına mecbur bırakılması kabul edilebilir bir uygulama değildir. ÖSYM tarafından açıklanan 2018 yılı faaliyet raporu verilerine göre ÖSYM’nin 2018 yılı geliri 737.367.448,26 TL iken, gideri 623.578.517,32 TL’dir. Gelir bizzat ÖSYM tarafından “2018 yılında Yükseköğretim Kurumları Sınavları (TYT-AYT-YDT), Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS), Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ve Kurum Sınavları, e-sınavlar için adaylardan alınan sınav ücretleri ÖSYM’nin parasal kaynağını oluşturmuştur” şeklinde açıklanırken giderler de “2018 yılı gider bütçesi, yıl içinde yapılan tüm sınavlarda kullanılan testlerin hazırlanması, gizlilik esasına uyularak soru kitapçıklarının basılması, paketlenmesi, nakliyesi, sınav uygulamalarına ilişkin her türlü organizasyon, sınav sonuçlarının değerlendirilmesi ve adaylara duyurulması vb. cari harcamalar ile yatırım harcamalarını kapsamaktadır” şeklinde açıklanmıştır. ÖSYM’nin gençlerin üniversiteye girebilme ve iş bulabilme umutlarını fahiş sınav ücretleri ile sömürmesi ve bir tüccar zihniyeti ile bu işin yürütülmesi sosyal devlet ve eşitlik ilkeleri ile de alenen çelişmektedir. Bu çerçevede;

  1. ÖSYM tarafından yapılan %25 oranındaki zammın gerekçesi nedir?
  2. ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPSS’nin ÖSYM’ye toplam maliyeti ve bu maliyetin aday başına düşen payı ÖSYM tarafından ne kadar tahmin edilmektedir?
  3.  Resmi enflasyon oranının dahi üzerinde ilan edilen bu zammın tekrar gözden geçirilmesi ve öğrenciler lehine zammın geri çekilmesi düşünülmekte midir?
  4. Eğer ÖSYM sınav maliyetlerinde %25 oranında bir artış öngörüyor ise TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmadığı ve gerçek enflasyonun en az %25 olduğunu söylemek mümkün müdür?
  5. İktidar ÖSYM’nin adaylardan topladığı sınav ücretlerini bütçe açıklarını kapatmak için bir gelir kapısı olarak mı görmektedir?
  6. Sosyal devlet ve eşitlik ilkeleri gereğince, tüm adayların bu sınavlara rahatça girebilmelerini sağlamak için sınav ücretlerinin kaldırılması ya da makul bir seviyeye çekilmesi düşünülmekte midir?

https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-11942s.pdf