Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kurulmasına ilişkin

Aşağıda yer alan sorularımın Başbakan Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

15 Temmuz 2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin engellenmesi sonrasında 23/07/2016 tarih 3034 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname” ile olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmiştir. OHAL’in ilanından sonra yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’lerle (KHK) STK’lar, sağlık ve eğitim kurumları, meslek örgütleri, işyerleri kapatılmış; terör örgütü ile ilişkisi olduğu savıyla sayıları yüzbini aşan kamu çalışanı, kamudan ihraç edilmiştir. FETÖ ile mücadele edilirken, meslek örgütleri aracılığıyla hak mücadelesi veren ve iktidar partisinin politikalarına muhalif tavır sergileyen binlerce kamu çalışanı da, bu kararnamelerle kamudan ihraç edilerek mağdur edilmişlerdir.
Kasım 2002 tarihinden bu yana tek başına iktidar olan AKP’nin kamu personel alımına ilişkin tutumu sıklıkla eleştiri konusu olmuş; liyakat ilkesinin yok edildiği partimiz tarafından da sürekli ifade edilmiştir. Özellikle mesleğe girişte mülakatla alım yapılan hakimlik, savcılık, polislik, merkez ve taşra uzmanlık sınavları gibi sınavlarda, bugün terör örgütü olarak adlandırılan Fethullah Gülen cemaati mensuplarının kadrolaşmasına imkan tanındığına ilişkin eleştiriler hem kamuoyunda hem meclis çatısı altında sürekli dile getirilmiştir. Bu eleştirilere cevaben dönemin bakanlar kurulu üyeleri ve iktidar milletvekillerince “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış iddiaları gerçek dışıdır, bu iddialar kargaları bile güldürür” gibi cevaplar verilmiştir.
Bugüne dek sayıları yüzbini aşan kamu personelinin ihraç edilmesi, görevden uzaklaştırılması, muhalefetin eleştirilerinde ne kadar haklı olduğunu ve AKP’nin “Ne istediler de vermedik!” derken özellikle kadrolaşma imkânından bahsettiği de ortaya çıkmıştır.
Bu noktalardan hareketle;

  • 668 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri ile başlayan kamudan ihraç süreci boyunca, şu ana kadar KHK’lerle kamudan ihraç edilen, açığa alınan personelin sayısı kaçtır?
  • Bunların kaçı FETÖ ile ilişkilidir? Mesleklerine ve çalıştıkları kurumlara göre dağılımı nasıldır?
  • FETÖ ile ilişkili olarak ihraç edilen ve açığa alınan personelden 3 Kasım 2002 tarihi sonrasında göreve başlatılanların sayısı kaçtır?
  • 3 Kasım 2002 tarihi ve sonrasında göreve başlayan ve söz konusu kararnameler ile FETÖ ile ilişkili olarak ihraç edilen ve açığa alınan personelden kaç tanesi işe girişte sözlü mülakata tabi tutulmuştur?
  • Kamudan ihraç edildikten veya açığa alındıktan sonra kaç kişinin kamudaki görevlerine iadesi kararı alınmıştır?
  • Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kurulması çalışmaları hangi aşamadadır? Bu komisyonun kurulmasının geciktirilmesinin ve engellenmesinin sebebi ihraç edilen vatandaşların hak arama yolunu tıkamak mıdır?
  • Haksız olarak görevinden ihraç edilenlerin ve açığa alınanların mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
  • FETÖ ile hiçbir ilgi ve alakaları olmadığı halde haksız yere görevlerinden ihraç edilen ve 10 Mart tarihinden bu yana açlık grevinde bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ihraçlarına yönelik dile getirdikleri itirazlar neden dikkate alınmamaktadır? Hükümet 15 Temmuz Darbe Girişimi ve OHAL KHK’larını FETÖ ve benzeri cemaat yapılanmaları ile hiçbir ilgileri olmayan muhalif kesimi korkutup sindirmek için bir araç olarak mı kullanmaktadır?

https://www2.tbmm.gov.tr/d26/7/7-13875s.pdf