“Geçmiş tahribat tamir edilmeli”

Damga’ya özel açıklamalarda bulunan CHP Milletvekili Ali Şeker, iktidarın her geçen gün kan kaybettiğini, bu nedenle de seçimden kaçtığını söyledi. İktidarın değişmesi durumunda, halkın temsilcilerinin halka hesap vermesini sağlayacak bir Anayasa değişikliğine gidilmesi gerektiğini belirten Şeker, “Yeni oluşacak meclis yapısıyla geçmişin tahribatını tamir etmek gerekiyor. Sistem bir fırsat veriyorsa, o fırsatı sonuna kadar kullanıyorlar. İvedilikle değişime gidilmeli buna fırsat verilmemelidir” ifadelerini kullandı.

CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker gazetemizi ziyaret etti. Ziyaret sırasında önemli açıklamalarda bulunan Şeker, “18 yılın sonunda ülkenin geldiği nokta kaynaklarını, rezervlerini tüketmiş gelecek 25 yılın bütün gelirlerini de bir avuç müteahhite hipoteklemiş bir durumda. Başkanlık sistemiyle bu daha da hızlandı. Önce fiili bir başkanlık süreci yaşadı ülke. Kanunları yok sayıldı. Biz bu anaysal değişimin Türkiye’yi karartacağını bildiğimiz için o seçim süreçlerinde sabahladık. İşsizliğin, zulmün artacağını, gelir dağılımındaki uçurumun büyüyeceğini ve ülkenin varlıklarının kontrolsüz bir şekilde yağmalanacağını ifade etmiştik” dedi.

“Yüzde 60 hayır dedi”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne eleştirielerini sürdüren Şeker, “Denetim mekanizmalarının tamamen çökertileceğini ve hesap vermeyen bir siyaset anlayışının ülkenin hesapsızca yağmalanmasına olanak sağlayacağını ve bunun geçmemesi gerektiğini ifade etmiştik ve bu bizim anlattığımız ulaştığımız kitle büyükşehirlerdeki ve ilçe merkezlerindeki kitledir ağırlıklı olarak. Beylikdüzü bölgesinde refarandum da ağırlıklı olarak hayır oyu çıktı. Gelecek olan tehlikeden haberdar olanlar hayır oyu verdiler. Ülkede o gün seçime katılanların evet-hayır oyunu kıyasladığında yüzde 40’ı evet dedi. Nüfusun yüzde 60’ı aslında hayır dedi. Salt çoğunlukla evet denilmedi. Geçersiz bir sonuçtu” açıklamasını yaptı.

“CHP öncü olmalı”

“Bu süreçte insanlar yaşayarak bizim anlattığımızın her birinin tek tek gerçekleştiğinin kendi hayatlarında, mutfaklarında, işlerinde gördüler” diyen Şeker, “Bundan sonra yapılması gereken şudur; Türkiye 70 yıllık sağ partilerin iktidarları altında kaynaklarını yağmalatıyor. Neoliberal yağma siyasetini değişik partiler eliyle Türkiye’de uyguladılar. Bundan sonrasında artık kamu yararına yüzde 1 ve 99 çelişkisi var. Biz yüzde birden değil, yüzde 99’dan yanayız. Bu yüzde 99’un için AKP, MHP’ye oy verenler de var. Bunlar gerçek sorunlar yerine, insanları kavga ettirerek ırkları, mezhepleri sorun haline getirmiş gibi çatıştırıyorlar. Halbuki onlarında işsizlik, açlık sorunları var. Yüzde 99’un ezilmesine son vermek istiyorsak sol politikaların, kamucu iktidarın hakim olduğu bir siyaset anlayışıyla ülke yönetilmelidir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında nasıl bir kalkınma, eğitim, sağlık hamlesiyle ülke yoktan var olduysa, yeniden böyle bir hamleye ihtiyacımız var. Bu da sağ neoliberal siyasette olmaz, sol ve kamucu bir siyasetin hakim olmasıyla mümkün olur. Bunun da öncülüğü CHP’ye düşmektedir” ifadelerini kullandı.

“Yüzde 70 istemiyor”

Türkiye’nin yüzde 70’i’nin getirilen bu sistemden şikayetçi olduğunu dile getiren Şeker, “AKP’ye oy verenler de dahil, Türkiye’de çok ciddi bir tepki var tek adam rejimine. ÖTV’yi üç katına kadar çıkarma yetkisi verildi. Böyle bir durumda meclisin görevi; verginin nereye haracayacağını belirleme yetkisi alır halk adına. Biz diyoruz ki parlamenter sistemde tek rejim partililerin belirlediği değil, halkın belirlediği milletvekilleri halk adına gitsin, karar versin, tek kişiye bakmasın” dedi.

Fırsat verilmemeli

CHP Milletvekili Ali Şeker, “Yeni bir seçime doğru gidiyor muyuz?” sorusuna “Gidiyoruz” cevabını veren Şeker, “Bugün veya yarın olur manasında söylemiyorum. Sonuçta 2002’de bir seçim yaşadık. 2023’te yaşanacak seçimde görüyoruz ki insanlar bu sisteme devam etmek istemiyor. İktidar değiştiğinde Meclis’te çoğunluk sağlanamadığı taktirde referanduma gidilerek, parlamenter sisteme geçiş yapılabilir. Demokrasiden vazgeçmeme lüksunu kimse değiştirmeyecek. Sistem bir fırsat veriyorsa, o fırsatı sonuna kadar kullanıyorlar. Buna fırsat vermemek gerekiyor. Eksikliklerin giderilmesi ve bütün kötü niyetli çabaların önüne geçilmesi gerekir. Bizim yaşanmış bir tercübemiz var parlamenter sistemde. Görevlerin suistimal edildiğini, kötü amaçla kullanıldığını biliyoruz. Bunları engelleyecek yeni anayasayı hazırlayıp, halkın temsilcilerinin halka hesap vermesini de sağlayacak şekilde bu değişikliği yapmamız gerekiyor” diye konuştu.

Seçimden kaçıyorlar

“Şartlar zorladığında erken seçim ortamı hızla gelişebilir. Ama iktidar erken seçim yapmayı bırakın zamanda yapılacak bir seçimi bile nasıl manipüle edelim bunun çabasında” diyen Şeker, “İktidar her gün kan kaybediyor. Kan kaybeden bir iktidar hiçbir zaman seçime gitmez, seçimden kaçar. Şuanda da seçimdem kaçmaktalar. Seçimin hangi şartlarda yapılması belli. 400 milletvekilinin seçim istemesi gerekiyor. Böyle bir çoğunluk yok. Parlemento da muhalefetin istifa etmesi durumunda bir ara seçim yapıp onun yerine de kendi milletvekillerini koyup değişimi görmesi gerekiyor. Yeni oluşacak meclis yapısıyla da bu anayasa değişikliğin hızla geçip geçmişin tahribatını da tamir etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Cezalandırma yoluna gittiler

Basın hakkında da açıklamalarda bulunan Şeker, “Yerel basın bilgi alma kaynaklı. Yerel basının merkezi medyanın nefes borusu, kılcal damarlarıdır. Yerel basından bilgi alınmazsa merkeze bir şey gitmez. Haberlerden haberdar olunması iktidarın işine gelmediği için, iktidar yerelin soluğunu kesmeye çalışıyor. Böyle olunca cezalandırma yoluna gittiler. Kamunun tepkisi üzerine bunlar geri çekildi. Bu konuda yerel basın desteklenmelidir ama iktidarın böyle anlayışı yok. Ülke tek adam rejimine giderken, biz bu gelmekte olanın ne kadar kötü olduğunu halka tanıtmak için ŞEKER TV yayınlarını yaptık. Türkiye’nin nasıl bir karanlığa çıkacağını anlatmaya çalıştık. O gün ki hayır da oluşan birliktelik devam ettiği için biz birçok belediyeyi alabildik. Daha önce ayrı ayrı adaylar çıkıyordu. İktidardan bir seçim alabilmek kolay olmuyordu. Muhalefet partileri bir arada durmayı öğrendi. Gece gündüz yaydığımız o bilgiler Türkiye’ye bir ışık oldu diyebiliriz. Milletvekili gazeteciliğini yurda duyurmuş olduk. Bundan dolayı çok mutluyum. Herkesin söz söyleme hakkının kesildiği dönemde dokunulmazlığın bize verdiği güçle halkın hakkını onlara sunduk” açıklamasında bulundu.

TBMM’NİN EN ÇALIŞKAN VEKİLLERİNDEN BİRİYİM

TBMM’nin çalışmalarına en fazla katılan milletvekillerinden biri olduğunu ifade eden Aliş Şeker, “Alanlarda varız, parlamento da yokuz diye bir şey yok. Bu ikisini de başarmış bir vekilim. Basında en çok çalışan milletvekillerden birisiyim, bununla da gurur duyuyorum. Sağlıkta şiddet yasasının çıkmasında büyük gayret sarf ettim. Özel çabamla, arkadaşlarımın desteğiyle, mücadeleyle bu yasanın çıkmasını sağladım. Bu yasanın çıkması için mücadele ettik. İstediğimiz gibi olmasa da iktidar bir yasa çıkardı. Müteahhitlere damga vergisinden vazgeçecek bir kelime oyunuyla komisyona gelen kamu özel iş birliğiyle yapılan yerlerdeki, işte kira ödemeleri gibi damga vergisinden muaf olması, toplam 420 milyon liradan fazla bir paranın müteahhitin cebinde kalması gibi yasa değişikliği getirilmişti. Bunu fark ettik ve itirazlarımızı ortaya koyduk. Mücadele ettik ve o yasa değişikliğini geri aldırdık” diye konuştu.

BİZ GENÇLERE UMUT OLMAK ZORUNDAYIZ

Pandemi konusuna da değinen CHP’li Ali Şeker, “Pandeminin başından beri biz alınması gereken tedbirleri, parlementoyu da toplantıya çağırarak konuştuk. Pandemi Türkiye’ye gelmeden biz bu davetiyeyi ortaya attık. Komisyon Başkanı Şenol Yıldız, ‘Cumhurbaşkanımızın dediği gibi kellepaça yesinler bir şey olmaz, bir aya geçer’ açıklamasında bulundu. Olayın ciddiyetinin farkında olmadığını görmüş olduk. Toplantının olduğu gün Sayın Bakan meclise geldi. Alması gereken tedbirleri tek tek anlattık. Bunların önemli bir kısmı da hayata geçti. Konunun insan sağlığını ilgilendirdiğini, bunun siyasete alet edilmemesi gerektiğini, Türkiye’nin sağlığı için üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızı, önerilerimizi ortaya koyduk. Aşılama faaliyetleriyle ilgili, çok daha yaygın yapılması gerektiğini ama bu konuda kamuoyunun kafası karıştırılıyor. Aşı karşıtlarının gösteri yapacağım diye insanları korkutmaları, korkuları istismar etmeleri aşılama oranının istediğimiz gibi olmasını engelliyor. Hekim olarak biliyoruz ki ölenlerin yüzde 99’u aşı olmayanların arasında. Aşılama konusunda özen göstermek ve mücadele etmek gerekiyor. Türkiye’nin pandemideki karnesinin en büyük kırıklığının sebebi, ekonominin sağlığının önüne geçmesi. Halkın ekonomi olarak desteklenmeden kurallara uymasını beklemek, iş yerlerini kapatıyorsak bir destek verilmesi gerekiyordu. İnsanlara evinde verecek ekonomik destekle kuralları ortaya koymak gerekiyordu” dedi. Bir yıl içinde bin 104 hekimin yurt dışına gittiğini belirten Şeker, “Bu da Türkiye’nin yetişmiş insan gücünü bir anda kaybetmesi demektir. Ülkede umutlarını kaybettikleri için gidiyorlar. Biz gençlere umut olmak zorundayız” açıklamsını yaptı.

Gazete Damga / ZEHRA ÇELİK