Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılbaşı öncesinde okutulan hutbesine ilişkin

Aşağıda yer alan soruların Başbakan Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm camilerde okunan 30 Aralık 2016 tarihli Cuma hutbesinde “insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz. Yeni bir yılın ilk saatlerinin başka kültürlere, başka dünyalara ait yılbaşı eğlenceleriyle israfa dönüştürülmesi ne kadar da düşündürücüdür. Sevap, günah, hayır, şer konularında muhasebe yapılması gereken saatlerin, emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango gibi şans oyunlarıyla heba edilmesi ne kadar da üzücüdür.” denilmektedir.
Bahçelievler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 15 Aralık 2016 tarihinde okullara gönderilen bir resmi yazıda; gelen şikayetler gerekçe gösterilerek öğrencileri farklı alışkanlıklara ve olumsuz davranışlara sevk edecek şans oyunu, çekiliş ve yılbaşı adı altında etkinliklere fırsat verilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Ülkemizin bir çok yerinden özellikle alkollü mekanlar ve eğlence yerlerine yönelik “sarıklı, şalvarlı, sakallı kıyafetli tebliğciler” tarafından tedirginlik ve korku yaratan ifadelerle taciz ve tehdit edildiklerine yönelik ihbarlar, görüntüler ve haberler iletilmektedir. Bu tehditlerden bir tanesi de 01.01.2017 tarihinde saat 01:15 civarında İstanbul Ortaköy’de bir restorana düzenlenen ve IŞİD terör örgütü tarafından üstlenilen terör saldırısından hemen sonra benim de yaşadığım Beylikdüzü yaşanmıştır. Gece 02.40 civarında toplanan bir grup insan tekbir sesleriyle eğlence mekanlarının çevresinde mekanları ve insanları taciz etmiş, tedirginlik yaratmışlardır.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş 2 Ocak 2017 tarihinde düzenlediği basın toplantısında “Türkiye’de halkımız arasında hayat tarzı farklılıkları üzerinden, inanç farklılıkları üzerinden, mezhepler, meşrepler üzerinden bir takım ayrışmaları ortaya koymaya çalışıyorlar. Bir kısmı da sosyal medya üzerinden yapılan şuursuz, dengesiz propagandalarla Türkiye’de halkın arasını açmaya çalışıyorlar.”
Bu noktalardan hareketle;

  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılbaşı kutlamalarından bir gün önceki Cuma hutbesinde yılbaşı eğlencelerini başka dünyalara ait ve gayrımeşru olarak nitelemesinin gerekçesi nedir?
  • Bu niteleme farklı inançlara sahip ve farklı düşünen vatandaşların yaşam biçimlerine müdahale değil midir?
  • Halen geçerli olan Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeleri arasında yer alan, farklı inançların, kültürlerin yaşam haklarının korunmasının; inanç, din ve vicdan özgürlüğünün de güvencesi olan laiklik ilkesinin Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla fiili olarak ortadan kaldırılması anayasal bir suç değil midir?
  • Bakanlar kurulundan sonra Başbakan Yardımcınızın yaptığı açıklamaları da dikkate alarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın söz konusu hutbesi için soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?
  • Diyanet İşleri Başkanı hakkında bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?
  • Son üç yılda, alkollü mekan ve eğlence yerlerinin tebliğci denilen değişik cemaatlere mensup kişiler tarafından taciz ve tehdit edildiklerine dair şikayet dilekçesi veya başvurular yapılmış mıdır? Bu şikayetlerle ilgili olarak kaç adet soruşturma açılmıştır? Bu soruşturmalarda ceza alan olmuş mudur?
  • Halen yürürlükteki anayasaya göre değiştirilemez bir ilke olan Laikliği savunmak mı, laikliği savunanları tutuklamak mı suçtur? Türkiye’de laik demokratik rejim değiş midir? Bu suçlama ve tutuklamaları yapan savcı ve hakimler hakkında bir işlem yaptınız mı?
  • Yapılan terör saldırısından hemen sonra, değiştirilemez anayasa ilkesi olan laikliği savunmak istedikleri için İçişleri Bakanlığı’nın resmi sosyal medya hesabından iki Halkevleri Derneği üyesinin hedef gösterildiği, gözaltına alınıp tutuklanmalarına neden olan açıklama ile ilgili bir işlem yaptınız mı?

https://www2.tbmm.gov.tr/d26/7/7-10823s.pdf