18/11/2020 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Evet, öncelikle kaybettiğimiz hekimleri, sağlık emekçilerini ve vatandaşlarımızı anarak konuşmama başlamak istiyorum.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; bu zorlu süreçte hepinize kolaylıklar diliyorum ama süreç hiç kolay değil ve kapasite tıkanma noktasına gelmiş durumda. Artık kapasiteyi aşan bir hasta sayısıyla karşı karşıya kalmış durumdayız ve sürdürülebilir bir sağlık hizmetini verebilmek için de alınan bu tedbirlerin çok daha ciddi bir seviyede sürdürülmesi gerekiyor. Bu önlem olarak açıklanan uygulamalar yeterli karantina uygulamaları değil, en azından on dört gün zorunlu alanlar dışında bütün işletmelerin kapalı olacağı ve herkesin evinde kalacağı bir desteğin sağlanarak bu kişilerin evde tutulması gerekiyor aksi takdirde bu kapasite aşımıyla ilgili yetersizliklerden dolayı birçok yurttaşımızı kaybedebiliriz.

Sağlık Bakanlığının bütçesi pandemi yokmuşçasına hazırlanmış bir bütçe hâlbuki bir pandemi sürecindeyiz ve buna uygun bütçenin artırılması gerekiyordu ama sadece yüzde 5,7’si genel bütçenin, bunun da aslında artırılması gerekiyordu. Burada da ciddi bir eksiklik var.

Aşıyla ilgili, aşıya ulaşabilecek vatandaş sayımızın… Yani bu pandemiden kurtardığımız herkes aşıya ulaşıp kurtulabilecek ama onu kurtulabilecek kadar yaşatmamız gerekiyor. Onun için de alınacak olan bu karantina önlemlerinin daha çok insanımızı bu hastalığın pençesinden kurtarmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Kızamıkla ilgili de çok ciddi artışlar var. Bu konuda mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Kızamık sayısı dünyada da Türkiye’de de gittikçe artmaya başladı. Aşı karşıtlığıyla ilgili de ciddi artış var. Bununla da ilgili bir tedbir alınması gerekiyor.

Aşı depolama tesislerimiz hazırlanıyor mu? Eksi 80 dereceden bahsediliyor. Özellikle Bakanlığın bünyesinde ve şehirlerde bu aşılamaların yapılması için bir hazırlık var mı?

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü tekrar aşı üretecek şekilde aktif hâle getirilecek mi?

Şehir hastanelerinin kamulaştırılması düşünülüyor mu? Üniversite hastaneleri çökmüş durumda. Şirketlerin 14 milyar lira alacağı var ve bu 14 milyar, aslında şehir hastanelerine bu sene ödeyeceğimiz bir para. Bu medikalcilerin ve tıbbi malzeme verenlerin zor duruma düşmesi sadece onları zor durumda bırakmıyor, kamu hastanelerini de üniversite hastanelerini de işlemez hâle getiriyor. Bunun mutlaka çözülmesi gerekiyor.

Sağlıkçılar “Tükeniyoruz.” diyorlar. Meslek hastalığı olmasıyla ilgili olarak kanun teklifimizi verdik. Bu kanun teklifinin bütün partilerin ortak çalışmasıyla yasalaşması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.

112’de bekleme süreleri çok uzadı çünkü bunun üzerine Vefa grupları ve diğer aramalar da yönlendirildiği için 112’de tıkanmalar meydana geliyor. 112 sadece acil hastaların arayacağı bir sistem olmaya devam etmeli. Diğer o 184 üzerinden Covid’e ek destek, danışma hattı gibi çalışmalar devam edebilir ama 112’nin sadece acil hastalara bakacak şekilde tekrardan organize edilmesinde fayda var diye düşünüyorum.

Bu arada, hastalık nedeniyle hayatını kaybeden hekimlerimizin sayısı, en son bilgilere göre, 70’i aşmış durumda. Bizim, daha önce, bütün partilerin iş birliğiyle, ortaklığıyla ve Bakanımızın da desteğiyle çıkardığımız bir sağlıkta şiddet yasası vardı.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER – Sayın Şeker, lütfen tamamlar mısınız.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Onun eksiklikleri zaman içinde ortaya çıktı. Bu eksikliklerin giderilerek gerçek bir sağlıkta şiddet yasasını tekrar gündemimize almamız gerekiyor.

Bir de şarlatanlıkla ilgili bir şey söyleyeceğim. Televizyonlarda günlerdir yok “Patlıcan iyi geliyor.” yok “Kekik yağı iyi geliyor.” diye reklamlar yapılıyor. Bunlar, hastalığın ciddiyetinin insanlar tarafından kabul edilmesini de önemli ölçüde engelleyen şeyler. “Patlıcan, baklagiller, yeşil mercimek tüketilmeli.” diye açıklamalar yapan kimya mühendisleri televizyonlarda insanların sağlığıyla oynamamalı.