12/05/2022 tarihli Genel Kurul konuşması

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün maalesef bir kara gün daha yaşıyoruz. Canan Kaftancıoğlu kararı “bağımsız tarafsız yargı” diye bir seçimde öne çıkardığınız, bir seçimde de “tarafsız bağımsız yargı” diye dalga geçtiğiniz sürecin geldiği noktanın, son durumun özeti, hukuk devletinin katledildiğinin son özeti ve bu günlere maalesef hukukun ölümüne canlı olarak şahitlik ediyoruz.

Bugün Ankara’da Gezi davası tekrardan mütalaa değiştirilerek insanlara suç isnat edilmeye çalışılıyor. Geçen on beş gün önce iki defa beraat edilen Gezi davasından ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi yani bir suçtan dolayı ne olabilir? Beraat edebilirsiniz, sıfır ceza alabilirsiniz. Bu ceza, sıfır ceza verilen konudan siz ağırlaştırılmış müebbet, en ağır cezayı veriyorsunuz. Yani bu, Türkiye’ye olan güveni de etkiliyor, Türkiye’ye olan yatırımı da etkiliyor ve insanların Türkiye’de kalma düşüncelerini de etkiliyor. Onun için hukuk devletinin olmadığı, kararın sıfırla sonsuz arasında değişebildiği bir sisteme kimse güven duymuyor ve hekimler bir bir ülkeyi terk ediyor, okumuş, mühendis olmuş, yetişmiş insanlar kendi geleceklerini yurt dışında arıyorlar. Ve bu karar, almış olduğunuz bu kararlar maalesef o gençlerin, pırıl pırıl beyinlerin bu kararlarını etkiliyor. Ülkemiz iktidar eliyle sosyal, siyasal ve ekonomik krizden geçiyor. Hukuk devletinin karanlığa sürüklendiği bu ortamda insanlar aç, sefil ve bu sefil olan, zor duruma düşmüş olan, sağlığını kaybetmiş olan insanlar da hekimlerden medet umuyor ama hekimlerin sorunları başından aşıyor, hekimlere verdiğiniz sözü hâlâ tutmadınız. Bir yıl oldu, dediniz ki: “Hekimlerin özlük haklarını, ücretlerini iyileştireceğiz.” Kulağınızın üstüne yattınız, körler sağırlar birbirini ağırlar, hâlâ bir iyileştirme yapılmadı. Hekimlere verilen ücretler açlık sınırının hemen üzerinde ve bir ailede 4 kişi çalışıyorsa asgari ücretli 17 bin lira olan yoksulluk sınırına bile erişemiyor. Yani 4 kişilik bir ailenin hepsi de çalışsa ücretlileri, çalışanları getirdiğiniz durum yoksulluk sınırına ulaşamamak. Bu neden böyle oluyor? Daha iki gün önce bir müjde açıkladınız, dediniz ki: “20 milyar, 30 milyar -müteahhitlere can simidi- ucuz kredi vereceğiz.” Kaynakları hâlâ betona gömmeye devam ediyorsunuz, kafanızı betondan hâlâ çıkarmadınız.

Sağlıkla şiddetle ilgili yasal düzenlemelerin katalog suçlar arasına konulması, yer değiştirilmesi önemli ama asıl önemli olan bakış açısını değiştirmek. Eğer siz bir yasayla bir yanda beraat verirken bir yanda ağırlaştırılmış müebbet veriyorsanız bu yasaları değiştirdiğinizde de uygulayıcılar eğer sizin talimatlarınıza göre hareket edecekse yine hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.

Bizim bu süreçte, geçmişte biliyorsunuz bazılarınız yoksul ailelerin çocuklarıydınız, okudunuz, eğitim aldınız ve yoksulluk cenderesinden çıkmak için bir umudunuz vardı. Bugün, okuyup okulunu bitiren çocuklar asgari ücretle dahi iş bulamaz hâle geldiler. Bizim bu gençlere bir gelecek vadetmemiz gerekiyor, her şeyden önce bir hukuk devletini yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Mart ayında 213 hekim, nisan ayında 214 hekim, her geçen ay biraz daha fazla hekim yurt dışına gidiyor. Geçen sene ilk dört ayda 329 hekim yurt dışına gitmek için başvurmuştu, bugün 2,5 kat arttı 781 hekim yurt dışına gitmek için başvurdu ilk dört ayda ve siz hâlâ hekimlerin haklarını iyileştirmek için hiçbir şey yapmamaya devam ediyorsunuz.

Malpraktisle ilgili düzenleme önemlidir çünkü malpraktis sadece hekimlerin sorunu değil o hekimlerin şifa verdiği insanlara karşı istediğini uygulamak için, hastanın iyiliğine olan şeyleri uygulamak için, hastaya faydalı olmak için hekim uğraşmak yerine kendini korur hâle gelmişti ve bu koruma neticesinde hasta sağlığa ulaşamaz hâle gelmişti. Onun için, hekimlerin bu malpraktise karşı, avukatların bu suistimallerine karşı korunması gerekiyor ki hastalarına korkmadan şifa dağıtabilsinler, bunun mutlaka düzenlemeye uygulamaya geçmesi gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz taarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın, buyurun.

ALİ ŞEKER (Devamla) – Çünkü hekimler eğer çekinirse, hekimler istediklerini uygulamazsa ne oluyor? Hasta oradan oraya oradan sevk edilip duruluyor. Hastalığın risklerini, orada yaşanacak komplikasyonları hekime mal etmek hekimi mesleğinden soğuttu. Bu düzenlemeyi bir yıl önce gündeme getirmiştik, bu bir an önce çıksın diye, bir yıl sonra da olsa düzenlemenin hayata geçirilmesi önemli. Yalnız, burada Komisyonun Başkanının da mutlaka hekim olması gerekiyor. Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Eczacıları Birliğinin, Türk Dişhekimleri Birliğinin ve Barolar Birliğinin, uzmanlık derneklerin de bu heyette görev alması gerekiyor, aksi taktirde sadece bir bürokratik kurul hâline gelir. Bizim bu sağlıkta şiddet sürecine son verebilmek için mutlaka hukukçuları eğitmemiz gerekiyor, bu yasaların layıkıyla uygulanması gerekiyor onun için hukukun üzerindeki baskıların da kalkması gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)