03/03/2021 tarihli Genel Kurul konuşması

Yasama Yılı: 4
Birleşim: 54
Tarih: 03/03/2021

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insanların ev sahibi olma umudunu, araba sahibi olma umudunu maalesef şirketler uzun zamandır istismar ediyorlardı. JetPA gibi, İhlas gibi, Deniz Feneri gibi yeni saadet zincirlerinde insanlar kurban olarak bekliyorlardı. Bu kanunun hazırlanması önemli, eksiklerine rağmen desteklediğimiz bir kanun teklifi.

Özellikle Esenyurt’ta, Beylikdüzü’nde, Tuzla’da birçok insan maalesef bu şirketler tarafından istismar ediliyor, dolandırılıyor. Millî gelirimiz gittikçe düşüyor ve on dört yıl öncekinden daha kötü duruma düştü Türkiye’de ortalama millî gelir. Gelir adaletsizliğindeki çarpıklığın dışında, gelirdeki bu düşüş nedeniyle insanlar, ev sahibi olma umutlarını gittikçe yitirdikleri için bir arayış içerisinde ve maalesef, bu şirketlerin kurbanı oluyorlar.

Bizim, bu başkanlık sisteminin… Türkiye’de gerek gelirin düşmesi gerek adaletsizliklerin artması gerek tek adam rejiminin insanları işsiz bırakması neticesinde artık -insanlar da görüyorlar ki- bir an önce, başkanlık sisteminden başka bir sisteme, eksiklikleri giderilmiş bir parlamenter sisteme tekrar geçmenin ihtiyaç olduğunu herkes iliklerine kadar hissediyor.

Burada, bu kanun teklifi hazırlanırken, bu görüşülürken Komisyonda da bir teklif vardı. 5’li çetenin aldığı ihalelerde yarım kalan otoyollarla ilgili devletin kefil olması getiriliyor. Yani yurt içinden kredi bulamadı mı yurt dışından kredi bulacak, devlet buna kefil olacak; istimlakleri devlet yapacak ama devlet o şirketlere halkını fahiş fiyatta borçlandırıp o fahiş bedellerle, o otoyollardan geçmesini sağlayacak.

AKP maalesef, gelecek kuşaklara borç bırakmaya devam ediyor. Bunu da yine milletin kefaletiyle yapıyor; milletin sefaletini getirecek bu kamu-özel iş birliklerine ısrarla devam ediyor, özelleştirme politikasına ısrarla devam ediyor.

Biliyorsunuz, bugünlerde bir İnsan Hakları Eylem Planı’nı ortaya koydunuz. Avrupa Birliğinin fonlamasıyla ortaya koyduğunuz bu plan bir yanda dururken bir yanda Osman Kavala hâlâ içeride duruyor. Bir yandan Perihan Pulat… Belki burada birçoğunuz, iktidar tarafı bilmeyecek ama muhalefetten arkadaşlarımız bilecekler, nerede insan hakları ihlali varsa, nerede hak ihlali varsa emekli Sayıştay Hâkimi Perihan Pulat oradaydı, onların yanındaydı. Maalesef, Perihan Pulat’ı biz, polis şiddeti sonucu yaralanmasının arkasından hastalığının devamında kaybettik. Böylesi bir dönemde, bir yandan, diyorsunuz ki “İnsan Hakları Eylem Planı” ama uygulamalarınız bunun tam tezadı.

Bizim bu süreçte insan haklarıyla ilgili başka bir sorunumuz daha var. Beş yılda 63 bin kişiye Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılmış durumda ve bunlardan 139’u 12 ile 15 yaş arasında, çocuk. Çocuk haklarına dahi saygı duymayan, çocukların hakaret ettiğini düşünüp o hakaretlere dava açılan bir düzende İnsan Hakları Eylem Planı ne kadar inandırıcı olur, ne kadar oyalar, hep beraber göreceğiz.

Coronavirüs sürecinin Türkiye’de başlamasının üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Çocuklarımızın üçte 1’i, 6 milyon öğrenci maalesef bu eğitim süreçlerine, EBA’ya dâhil olamadı, o çocuklarımızın eğitim hakkı gasbedildi.

Bu süreçte esnaf perişan oldu ve kapalı olan kafeler, restoranlar, lokantalar açılmaya başlandı dünden itibaren. Bunlar açılırken bu arada elektriğe katbekat zam geldi, daha dün doğal gaza zam geldi ve bu işletmeler kiralarını maalesef ödeyemediler. Kiralarını ödeyemedikleri gibi “İşten çıkarma yasağı var, destek oluyoruz.” diye bir kısmına destek olundu, şimdi açılırken bu işletmeler kapanma durumuna geçecekler, fiilî bir iflas vardı buralarda. Onlar kapandıklarında 30-40 liraydı ayçiçeği yağının kilosu, şimdi bir patates kızartması yapmaya kalksa 80-90 liraya o yağı almak durumunda. Birikmiş kiralarını, birikmiş vergi borçlarını ödemek durumunda; elinde bunları ödeyeceği ne bir para var ne bir şey var.

Bir yandan da işsizlik gırla giderken sanayi sektöründe 91 bin kişi, tarım sektöründe 361 bin kişi, hizmet sektöründe 750 bin kişi işinden oldu. Bu süreçte açılırken kapananlarla birlikte çok daha büyük kapanmalar, çok daha büyük işsizlik olacak; bunu önlemek devletin, Hükûmetin görevidir, bunu seyredemez. Bugün Japonya 700 milyar dolar yardım yaparken, Amerika 1,9 trilyon dolar yardım yapıyorken bizlerin “Esnaf, vatandaş; ne hâlin varsa gör, kapanırsan kapan.” deme lüksümüz yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

ALİ ŞEKER (Devamla) – Meclise bir kanun teklifi getirdim. Bu süreçte, pandemi sürecinde kirasını ödeyemeyen lokanta, kafe, bar herhangi bir işletme bu ciro kaybı yüzde 30’dan fazlaysa, üçte 1’den fazlaysa… Bu, işletmelerin cirosunun düşmesi oranında kirasının hazineden karşılanmasıyla ilgili bir teklif. Bu, sadece o işletmeleri kurtarmayacak o işletmelerin sokağa bırakacağı milyonlarca işsizin de önüne geçecek, bu konuda Meclise görev düşüyor, bunun bir önce Meclisten geçirilmesi ve iflasların önüne geçilmesi gerekiyor. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)