Yılbaşı gecesi gerçekleşen Reina saldırısının ertesi günü Okmeydanı’nda bir kahvehanede halkı IŞİD’e karşı mücadeleye ve laikliği savunmaya çağırdıkları için tutuklanan Ayşegül Başar ve Hamit Dışkaya yargıç karşısına çıktı. 4 aydır tutuklu bulunan Başar, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde laikliğini önemini anlatmaktan utandığını söyledi. DDışkaya da söz konusu videoda bulunduğu için aylardır tutuklu olduğunu anımsattı. Yargıç, delilerin toplandığını belirterek, Başar ve Dışkaya’yı tahliye etti.

Halkevleri üyesi Ayşegül Başar ve Hamit Dışkaya, Reina saldırısının ardından Okmeydanı’ndaki bir kahvehanede okunan “Katliamları ile hayatımıza zulüm etmeye çalışan insanlardır. Biz diyoruz ki ‘Artık yeter, artık buraya kadar, bundan sonra mahallelerimizde ne IŞİD’çiye ne de herhangi bir gerici, cihatçı çeteciye geçit vermeyeceğiz. Gericilik karşısında yükseltilmesi gereken bir bayrak vardır. Bu bayrağın adı da laiklik bayrağıdır. Laiklik demek özgürlük demektir, kardeşlik demektir, insanca bir yaşam mücadelesi demektir. Bizler herkesi bu mücadelenin birer neferi olmaya çağırıyoruz. Gericilerden, faşistlerden, başkanlık sevdalılarından hesap sormaya çağırıyoruz” bildirisine ilişkin video kayıtta göründükleri için 2 Ocak’ta tutuklanmışlardı. İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen ilk duruşmaya bu sözlerle halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri iddiasıyla tutuklu bulunan Ayşegül Başar ve Hamit Dışkaya katıldı. Yargılananlara destek olmak için CHP Milletvekilleri Selina Doğan, Ali Şeker ve Onursal Adıgüzel salonda yer aldı.

Laikliği anlatmaya utanıyorum

Bildiri okunurken orada bulunduğu için tutuklu bulunan Ayşegül Başar, savunmasına Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde laikliğini önemini anlatmaktan utandığını söyleyerek başladı. Başar, yılbaşı kutlamalarının sosyal medyada ve dindar çevrelerce hedef gösterildiğini anımsatarak, “Bu duruma tepkisiz kalamazdık. Kaçak saldırgan İstanbul’da olabilirdi, bu da tehliken altında olduğumuzu gösteriyordu. Her mahalle IŞİD tehdidi altındaydı. Yaşadığımız her katliamın ardından terörü kınadık. Patlayan bombalar karşısında tepki göstermek ‘anormal bir durum’, bombaların ‘normalmiş’ gibi hareket edilmesi toplumun bunlara alışmasına neden olmuştur. Gerici ve faşist gibi tanımlamalarla halkın bir bölümünü karşı karşıya getirdiğimiz iddia ediliyor. Bildiride herhangi bir şiddet çağrısı yoktur. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmedim. Söylenen sözlerde de böyle bir yorum yoktur” ifadelerini kullandı. Başar’ın savunmasına yargıç bir çok kez müdahale etti.

“Arkada göründüğüm için tutukluyum”

Tutuklu sanık Hamit Dışkaya da, “Olayın olduğu gün kahvede gençler gelip izin isteyerek konuşma yapacaklarını söylediler. Rahatsızlık duymadım bu konuşmadan. Ben de Halkevleri üyesiyim, kamu yararı güden bir kuruluştur. Bu konuşmalarda bir suç unsuru bulunmadığını, doğru bulduğumuzu söyledik. Benim bu davada yargılamamın nedeni görüntüde arkada görünüyor olmam. Bu yüzden aylardır tutuklu bulunuyorum” diye konuştu.

Deliller toplandı

Avukatların tahliye talebinin ardından ara kararını oluşturan yargıç Elif Efe, Başar ve Dışkaya’ya yöneltilen suçlamaya ilişkin delillerin toplandığını belirterek, tahliyelerine karar verdi. Yargıç Efe, bildiriye ilişkin görüntü kaydının bilirkişiye gönderilmesine hükmederek, duruşmayı 12 Ekim’e erteledi.

Kaynak: Cumhuriyet